CHP

KaraDeniz Media

Karadeniz Medyasi

CHP

Millet İttifakı’nda deprem! İYİ Partililerden CHP’lilere isyan bayrağı

Millet İttifakı’nın iki paydaşı İYİ Parti ve CHP, Çanakkale’de birbirine girdi. Çanakkale’nin iki İyi Parti’li Eceabat Belediye Başkanı Saim Zileli ve Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, CHP’nin belediyelerinden ve temsilcilerinden hiçbir destek görmediklerini söylerken; Çetin, yaptığı basın açıklamasında CHP temsilcilerini hadsizlikle suçladı.

Çanakkale’nin iki İYİ Partili belediye başkanı, ittifak paydaşları olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) temsilcilerine isyan etti. Eceabat Belediye Başkanı Saim Zileli ve Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin, CHP’nin belediyelerinden ve temsilcilerinden hiçbir destek görmediklerini söyledi.

İYİ Parti GİK Üyesi Rıdvan Uz’un belediye başkanlarının arkasında durduğu konuşması ile başlayan basın açıklaması, Gökçeada Belediye Başkanı Ünal Çetin’in CHP temsilcilerini hadsizlikle suçladığı açıklama ile devam etti.

“Artık kabul etmemiz mümkün değil”

Çanakkale Belediyesi ve CHP’li yöneticileri birçok kez uyarmalarına rağmen destek göremediklerini belirten Uz,” Biz, defalarca uyarmamıza rağmen memleketimiz olan Çanakkale’de maalesef destek göremiyoruz. CHP Çanakkale İl Başkanı Metin Ural’ın, CHP İl Genel Meclisi Başkanı Sadık Göğüsgeren’in ve Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın İYİ Parti’ye karşı aldıkları tutum ve davranışlar bizim sabır çizgimizin üstüne çıkmıştır. Bunu bizim artık kabul etmemiz mümkün gözükmemektedir” dedi.

-İYİ Parti GİK Üyesi Rıdvan Uz

“Sözde birlikte yürüteceğiz lafları sadece kendilerine mahsus kalmaya devam etmiştir”

Çanakkale Merkez Belediyesi’nde oluşturulan komisyonların hiçbirinde yer alamadıklarını da sözlerine ekleyen Uz, “Çanakkale’mizde İyi Parti’mizin kazandığı belediyeler, hem Gökçeada’mız Sayın Ünal Çetin hem de Eceabat’ımızda Sayın Saim Zileli, halkın takdirini toplayan ve paydaşları ile yani paydaşlarıyla yani Millet İttifakı’nın ortağı CHP ile uyum içerisinde çalışma içerisinde görevlerini yürütürlerken, aynı zamanda belediyeyi yönetirken de bu sözde değil özde uygulamalarıyla da yani Cumhuriyet Halk Partisi’nden meclis üyesi olan arkadaşlarımızla da hem belediyelerde önemli komisyonlarda; imar komisyonu olsun, bütçe plan komisyonu olsun hatta belediye başkanlığı yardımcılıklarına dair bir birlikte yönetme şeklinde devam ediyor. Ama aynı durum geçen gün Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Belediyesinde yapılan komisyonların hiçbirine İyi Parti’den seçilmiş ve Çanakkale Halkını İyi Parti adına temsil eden meclis üyelerinin hiçbiri Sayın Ülgür Gökhan tarafından yazılmamışlardır. Sözde birlikte yöneteceğiz lafları sadece ve sadece kendilerinde mahsus kalmaya devam etmiştir. Bu bizi üzmektedir. Bugünkü toplantımızın en önemli noktası da Gökçeada’mızdır. Belediye başkanımız, Gökçeada’ya hizmet sözü vermiş ve gecesini gündüzüne katarak hizmet etmektedir. Gökçeada halkı tarafından da nazarı dikkatten kaçmamaktadır, takdir toplamaktadır. Hal böyle iken Sayın Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Metin Ümit Ural Bey’in adayı ziyaret edip vatandaşla diyaloga girmekten ziyade belli bir grubun etkisinde kalarak belediyenin yapmış olduğu hizmetleri engellemeye çalışması bizleri son derece üzmüştür. Bu iktidar tarafından beklenen bir durum olması gerekirken Cumhuriyet Halk Partisi’nin il Başkanı tarafından bunun yapılması da bizim tarafımızdan İyi Parti ailesi tarafından, yerel yönetimleri tarafından kabul edilecek bir durum değildir” diye konuştu.

“CHP İl Başkanı, Gökçeada Belediyesinin çalışmalarını denetliyor”

Gökçeada Belediye Başkanı İYİ Partili Ünal Çetin ise CHP Çanakkale İl Başkanı Metin Ural’ın Gökçeada Belediyesinin çalışmalarını bakanlık müfettişi gibi denetlediğini öne sürerek, “Millet İttifakı’nın bir parçası olarak Cumhuriyet Halk Partisi İl Yönetimi, Belediye Başkanı Ülgür Bey, Meclis Başkanı Sadık Göğüsgeren ile uyum içerisinde çalışmayı çok arzu ederdik. Fakat görünen o ki yerel seçimlerden sonra kendileriyle bu uyumu bir türlü yakalayamadık. Biz, kendi şahsımız ve temsil ettiğimiz Gökçeada Belediyesi, aynı zamanda mensubu olduğumuz bir siyasi parti var. Ve bu siyasi partinin de var olan yapısı ile bir şekilde Çanakkale’de bu saydığım isimler tarafından yok sayılmasını kabul edemiyorum. Öyle bir noktaya geldik ki CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural beyefendi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gökçeada içerisinde yaşamış olduğu sıkıntıları dinlemek için gelmişken bir bakanlık müfettişi gibi Gökçeada Belediyesi’nin çalışmalarını denetlemiş, bunlarla alakalı eksiklikleri fazlalıkları dile getirmiş. Biz, Sayın Metin Ümit Ural Beyefendiyi il başkanı olarak belediyemizde sadece bir misafir olarak kabul ederiz. Aynı zamanda da İl Genel Meclisi’nde iktidar olmaları münasebetiyle Gökçeada’ya getirecekleri hizmetleri duymak isteriz” şeklinde konuştu.

-Gökçeada Belediye Başkanı İYİ Partili Ünal Çetin

“Kör bir dövüşe döndü”

Gökçeada’ya ulaşım konusunda GESTAŞ Genel Müdürü Mahir Sevinç’in kendisiyle devam istişare ettiğini ve bu konuda kendisine de teşekkür ettiğini belirten Başkan Çetin, “Ben uzun yıllardan beri Gökçeada’da yaşayan birisi olarak özellikle kış mevsiminde, yazın da turizm sezonu ile birlikte dışarıdan gelen misafirlerimizi taşıyan GESTAŞ’ın yeni bir gemi alımı ile alakalı bir borçlanma talebi söz konusudur. Mahir Bey, iki kez ziyaret için geldiler. Ulaşım noktasında bizim dertlerimizi, sorularımızı dinlediler. Bu vesile ile kendisine de çok teşekkür ediyorum. Çözüm önerilerini, bizden istediklerini, bizim istediklerimizi konuştuk. Fakat bir kör dövüşe döndü Çanakkale Özel İdaresi’nde GESTAŞ’ın borçlanmasına dair talep konusu. Sanıyorum, CHP’li Sadık Göğüsgeren hiç Gökçeada’ya gelmedi. Sanıyorum, 6-7 kuvvetinde rüzgarlı havada denizin nasıl aşıldığını da bilmiyor. Hatta böyle havalarda hastalarımızın, cenazelerimizin olabileceğini, Gökçeada’ya hizmet gelmesi noktasında Çanakkale’de kör dövüşü yapan küçük kasaba siyasetine mal edilmesini de hazmetmiyoruz. Her ne şart olursa olsun, GESTAŞ borçlanacaksa ve bunun karşılığında da Gökçeada’ya gemi alacaksa, benim gelen misafirlerim ve Gökçeada’da yaşayan misafirlerim ulaşım noktasında kalite ve güven getirecekse bu durum artık bir an önce çözülmesi icap ediyor” dedi.

“CHP’liler neye hayır dediklerini biliyorlar mı?”

Çetin açıklamasının devamında; “Şu ana kadar da Cumhuriyet Halk Partisi üyesi, Başkanı Sadık Bey ve diğerleri tarafından Gökçeada’nın ulaşımına dair benimle irtibata geçen bir kişi bile olmamıştır. Dolayısıyla Gestaş’ın bu borçlanmasıyla alakalı neye ’hayır’ dediklerini biliyorlar mı acaba? CHP İl Başkanı Ümit Bey’in bizi ziyaretinden memnuniyetimi dile getirirken bizim yaptığımız iş ve işlemlerle alakalı hiçbir suretle bizi denetleme hakkına sahip değildir. Sadece şeffaf belediyecilik anlamında şahsı itibariyle bir şey öğrenmek isterse bir vatandaşımız olarak herkese belediyeye ait bilgileri de vermeye hazırız” dedi.

“CHP’liler gözlerini kırpmadan onay verdi”

Başkan Çetin son olarak; “Çanakkale genelinde gerçekten kabul edilmeyecek 27 RES imarına onay veren Cumhuriyet Halk Partisi il genel meclisi üyeleri hiç gözünü kırpmadan buna destek verirken, bu ulaşım noktasında Çanakkale’nin şirketi olan GESTAŞ’ı niye bu kadar problem haline getiriyorlar. GESTAŞ ile ilişkileri beni hiç alakadar etmiyor. Ben Gökçeada Belediye Başkanı olarak Gökçeada’ya gelecek olan hizmeti düşünen bir insanım. Biz yine orada çalışmaya devam edeceğiz. Vatandaşımıza en iyi hizmeti ulaştırmak adına mücadele edeceğiz. Yaptığımız işler adına da zaten kapımız herkese açıktır” diye konuştu.

CHP’de bir ağzı bozuk daha deşifre oldu

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yardımcısı İdil Solgun da küfürcü çıktı. Solgun’un Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik küfür içerikli paylaşımları ortaya çıktı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl BaşkanI Canan Kaftancıoğlu‘nun yardımcısı İdil Solgun’un sosyal medyada yer alan küfür içerikli paylaşımları ortaya çıktı. Solgun’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iletiler saptandı.

Küfür etti, “ölsün” dedi

CHP’li İstanbul İl Başkan yardımcısı İdil Solgun’un “Bugün o.ç (Küfür kısaltıldı) Tayyip Erdoğan’ın doğum günüymüş. 26 Şubat’a lanet olsun en kısa zamanda ölüm yıldönümünü kutlarız umarım” yazdığı belirtildi.

“AK Partililer arabalarına gaz bombası atmalı” dedi

Sosyal medyada yer alan iletileri arasında farklı içerikli paylaşımları bulunan Solgun’un, “AKP bayraklarıyla mitinge giden arabaların hepsinin içine gaz bombası atıcan bakalım nasıl oluyomuş o zaman konvoyla düt düt nah giderler” diyerek AK Partililerin ölmesini istediği anlaşıldı. Solgun’un söz konusu tweetlerinin deşifre olması ardından hesabını kilitlemesi dikkat çekti. (Sabah)

MHP’den CHP’ye çok sert “dış politika” tepkisi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, CHP’nin dış politikadaki tavrına çok sert tepki gösterdi. Libya ile yapılan anlaşmaya değinen Aydın, “Rum rahatsız oldu, Yunan rahatsız oldu, Fransız, Mısır, BAE, Suudi Arabistan rahatsız oldu. CHP’ye soruyorum, sen neden rahatsız oldun?” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, “CHP diyor ki pandemiyle mücadelede, ‘Çok kötüyüz’, Libya ile anlaşma için ‘Aleyhimize ve orası cehennem olacak’, Suriye’de terörün kaynaklarına inip kurutmak ve masum insanlara sağlıklı bir ortam hazırlamak, ‘Hayır karşıyız…’ Karşı olmadığınız ne?” diye konuştu.

Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Uluslararası İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi olarak yurt dışındaki gelişmeleri takip ettiğini anlatan Aydın, dış politikadaki son gelişmelere değindi ve CHP’nin bu gelişmeler karşısındaki tutumunu eleştirdi.

Aydın, Yunanistan’ın iç siyasetini sürekli Türkiye üzerinden dizayn ettiğine işaret ederek, “Türkiye karşıtlığı ve maksadını aşan birtakım hakaretamiz ifadelerle siyaset yapıyorlar. Geçen Yunanlı bir bilim adamının makalesini okudum. Orada diyor ki ‘Yunanistan bundan vazgeçmeli bir kere. Orantısal bir güç söz konusu değil. Bir de bölgede komşuluk hukuku var. Yunanistan eğer siyasi ve ekonomik tıkanmışlığını giderecekse Türkiye ile iyi geçinmek zorunda.’ Biz de öyle düşünüyoruz.” ifadesine yer verdi.

Yunanlı yetkililerin sürekli maksadını aşan cümleler kurduğunu anımsatan Aydın, “Öyle büyük hamleler yapıyorlar ki kendince, bazen gerçekten insanın gülesi geliyor. Uluslararası hukuka da aykırı. Resmen bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye çalışıyor. Mülteciler konusunda, adalar konusunda Lozan’ı tamamen rafa kaldırmış, istediği adaya silahlandırma yapıyor. Kıta sahanlığı konusunu kendisi ihlal etti.” diye konuştu.

“Atina’da bir tane cami yok”

Aydın, Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmalarına Yunanistan’dan gelen tepkileri de eleştirerek, “Hangi demokratik hukukla konuşuyor, onu anlamıyoruz. Algılamakta zorlandığımız girişim. Nedir yani, sana mı soracağız?” sözlerine yer verdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 300 yıldan fazla şimdiki Yunanistan topraklarının da olduğu bölgeyi idare ettiğini hatırlatan Aydın, şunları kaydetti:

“Selanik’te uluslararası fonla restorasyonu yapılan bir cami onlarca yıl bitirilmedi. Niye? Bir Müslüman ibadethanesi ve Türk eseri. Yunanistan’da Atina’da bir cami yok. Müslüman nüfus var, bizim soydaşımız var, başka Müslüman nüfuslar da var. Utanmıyor musun sen? İnsanın en temel haklarından bir tanesidir ibadet hakkı. Bunu sağlamak için bir ibadethane açmıyorsun. AB üyesisin, batı demokrasisini temsil ediyorsun ve bir tane Müslümanlar için ibadethane yok.”

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Larnaka kentinde yer alan Tuzla Camisi’ne geçen hafta Bizans bayrağı asılmasını da eleştiren Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kadar ne yapacağını şaşırmış bir Yunanistan. Ciddiye alınacak bir yönü yok. Biz uluslararası toplantılarda bu tip agresif tavırlara o kadar alışığız ki. Mevzu ile hiç alakası olmayan bir şeyde ‘Biz Libya ile şunu yaptık’ dediğimizde Rum kesiminden bir temsilci kalkıyor, ‘Bu bizim egemenlik hakkımıza tacizdir.’ diyor. Seninle Libya’nın ne alakası var? ‘Türkiye’nin AB ile öngörüşmeleri listesinden çıkarılmasını talep ediyoruz.’ diyorlar. Rum kesimine bakıyorsun, bu kadar komik muhataplık söz konusu.”

Yunanistan’ın Türkiye üzerinden siyasi hamle yapmaya çalışmasını anlamadıklarını belirten Aydın, “Yunanistan’ın buna ne gücü yeter, ne kudreti var. Güvendiği kesimler de onu ortada bırakır. Biz de sık sık 9 Eylül’ü hatırlatıyoruz. İngilizlerin, ‘Yanlış ağaca havlamak’ diye bir deyimi var. Onu hatırlatıyorum.” değerlendirmesini yaptı.

“Libya anlaşmasına sırf muhalefet etme adına karşı çıktılar”

Türkiye’nin Libya’daki faaliyetlerini onaylamayan muhalefete de tepki gösteren Aydın, “Tarihi, coğrafik, ekonomik, stratejik her türlü avantajımıza olan bir hamleye sırf muhalefet etme adına karşı çıkıldığına tanıklık ettik. Ama tarih bizi haklı çıkardı.” dedi.

Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı, Zeytindalı operasyonu ve İdlib’deki faaliyetlerinin de yalan yanlış şekilde yansıtıldığına dikkati çeken Aydın şöyle devam etti:

“İdlib’de her gün bir bomba, kan, gözyaşı yüzlerce çocuk feryatlar, figanlar… Şimdi bakın kan durdu. Hani ben oraya tuzak batak Mehmetçiği götürüyordum. Hep aynı terane ile ifade ettiler. Kocaman adamlar güya büyükelçilik yapmışlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni, devletini temsil etmişler uluslararası boyutta. İnanın utandım. Bunlar nasıl bizi temsil etmişler. Bu yenilmişlik, bu eziklik sendromunu…”

Aydın, Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmanın askeri müdahaleyi içermediğine de işaret ederek, şunları kaydetti:

“Biz strateji, donanım teczihat ve eğitim bağlantılı bir takviyede bulunduk ve bakın gündeme düşen habere, ‘Hafter kaçtı’ diye. Kaçtı ya da kaçmadı… Süreç nereye evrildi? Anlaşma yapmışım benim lehime. Rum rahatsız oldu, Yunan rahatsız oldu, Fransız, Mısır, BAE, Suudi Arabistan rahatsız oldu. CHP’ye soruyorum, sen neden rahatsız oldun? HDP’yi anlıyorum, o çünkü onların buradaki uzantıları. Aynı hedef, aynı amaç. Bu millete ne anlatacaksınız? Libya ile anlaşmadan neden rahatsız oldunuz, neden galebe çaldınız?”

“Resmen Türkün damgası orada söz konusu”

Libya’da Türkiye’nin katkısı ile mesafe katedildiğini vurgulayan Aydın, “Resmen Türk’ün orada damgası söz konusu. Orada tek muhatabımız Rusya. Aktif sahada da Rusya’ya bağlı paralı askerler Wanger de ‘Biz artık yokuz.’ diyor. Rusya ekonomik olarak zor durumda. Hem Suriye, hem Libya cephesi baktı ki kazanacakları ile kaybedeceklerini masaya koydu. İran sırtında kambur şimdi bir de Libya’yı ilave edecek yavaş yavaş çekilmeye başladı.” yorumunu yaptı.

Türkiye’nin Libya’da anlaşmayı BM kararını esas alarak BM’nin tanıdığı legal ulusal mutabakat hükümeti ile yaptığını anımsatan Aydın, Libya’nın yeniden inşasında Türkiye’nin alt yapı, hava alanı, hastane, yolların yapımında önemli rol üstlenebileceğine de dikkati çekti.

Zülfü Livaneli’nin “Türkiye- Küba” karşılaştırmasına tepki

Salgın döneminde Türkiye’yi Küba ile mukayese eden, Küba’nın daha başarılı olduğu ileri süren Zülfü Livaneli’yi de eleştiren Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

“Bunlar söylem olarak proleter ama eylem olarak burjuvanın zirvesini yaşıyorlar. Dillerinde halk ama uygulamada halktan çok kopuklar. Zülfü Livaneli, sen, Los Angeles’te kızınla tatil yap ama sosyalist Küba ile gurur duy. ‘Küba pandemi ile mücadelede Türkiye’den daha ileride.’ de, şimdi buna kim inanır. Gürsel Tekin de bizi Afrika ülkeleri ile mukayese etti. Allah’tan korkun, biz Amerika’ya yardım gönderdik. Senatoda da teşekkür ettiler. Bunu doğru siyaset ve ahlaklı siyasetle söylemek lazım. 185 ülkeye yardım edildi. Böyle bir siyaset olmaz.”

Kılıçdaroğlu’na The Times tepkisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun The Times’a verdiği demeçte Türkiye’yi şikayet etmesine tepki gösteren Aydın, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin aleyhine bir sürü şey. Sen oraya jurnallemeyle kime hizmet ediyorsun. Mustafa Kemal’in inanın hatırası sizi boğar. Bu ihanettir Mustafa Kemal’e. Bu cumhuriyete, cumhuriyetin kurucu iradesine ihanettir. Sen TBMM’de bir kitleyi temsil ediyorsun. CHP diyor ki pandemi ile mücadelede, ‘Çok kötüyüz’, Libya ile anlaşma, ‘Aleyhimize orası cehennem olacak’, Suriye’de sınır ötesinde terörün kaynaklarına inip kurutmak masum insanlara sağlıklı bir ortam hazırlamak, ‘Hayır karşıyız…’ Karşı olmadığınız ne? “

Aydın, Sayıştaya üye seçimi oylaması sırasında “yavaşlatma” eylemi yapan CHP’lileri eleştirerek, “Basit bir oylamada bile bırakmıyorlar ki kabinlere girsinler ki oyunu kullansınlar. Demokrasi demokrasi olalı böyle bir zulüm görmedi. Hiçbir ülkede böyle bir demokrasi algılaması yok.” ifadesini kullandı.

Davutoğlu HDP’li vekillerin avukatlığına soyundu! Skandal sözler

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP’li ve HDP’li 3 ismin milletvekilliğinin düşürülmesinin ‘demokrasinin ayaklar altına alınmış olması’ olarak nitelendirerek skandal sözler sarf etti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, haftalık gündem değerlendirmesinde, geçtiğimiz günlerde milletvekilliği düşürülen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, HDP Diyarbakır Milletvekili Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nun avukatlığına soyundu.

‘Demokrasi ayaklar altına alındı’

Davutoğlu, dağdaki teröristlerle devleti tehdit eden HDP’li Leyla Güven, 15 yaşındaki Eren Bülbül’ü şehit eden PKK’lının cenazesine koşan Musa Farisoğulları, MİT TIR’larına ilişkin devlet sırrı niteliğinde görüntüleri ele geçirerek yayınlanmasını sağlayan CHP’li Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesinin ‘demokrasinin ayaklar altına alınmış olması’ olduğunu belirterek “Milletvekillerinin cezaevine gönderilmesi bir adalet arayışından değil tamamen artık siyaset üretemeyen, bu ülke için taş üstüne taş koyamayan iktidarın tıkanmasından dolayıdır. Çünkü bu iktidar ve ortaklarının siyasete dair kurdukları her cümle ya adliyeyle ya da cezaeviyle bitmektedir.” dedi.

Şentop’tan flaş açıklama: 5 ismin milletvekilliği düşecekti

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, CHP’li Berberoğlu ve HDP’li Güven ile Farisoğulları’nın vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Şentop, yargı paketlerini ve infaz düzenlemelerini beklediklerini belirterek “Normal şartlarda dünkü isimlere onlar da eklenecekti ve 5 ismin milletvekilliği düşecekti” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Habertürk’ten Kübra Par’ın sorularını yanıtladı. Şentop’un açıklamaları şöyle:

Düne kadar bekledik çünkü “Milletvekilinin lehine olabilecek bir düzenleme olabilir mi” diye baktık çünkü yargı paketi ve afla ilgili tartışmalar vardı.

Örneğin HDP’li iki milletvekili ile ilgili başka dosyalar vardı. Biri Ocak 2019’da geldi, diğeri Haziran 2019’da geldi. Yargı paketi ve infaz düzenlemesine dair tartışmaların sonucunu bir görelim dedik. Nitekim cezalarının istinafta kesinleşme söz konusu iken ifade hürriyeti bağlamında temyiz hakkı tanındı. Dolayısıyla hükmün kesinleşme durumu ortadan kalktı. Normal şartlarda dünkü isimlere onlar da eklenecekti ve 5 ismin milletvekilliği düşecekti. Beklememiz sayesinde onlar lehine bir durum ortaya çıktı. Peki buna yetkim var mı? Aslında yok. İstesem geldiği anda Genel Kurul’da okuturum, ama bu anlamda bir teamül var.

Yargı paketleri Ekim ayı gibi netleşmişti. Sonrasında da yargı bunu nasıl uygulayacak diye görmek için bekledik.

Bugünkü yazım üzerine Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile konuştuk, 3 ismin milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili sorularıma yanıt verdi.

“Anayasa madde 83 ve 84 karıştırılıyor”

Eğer Yargıtay kararı yeterli ise neden bugüne kadar Genel Kurul’a getirilmedi? Yargı kararı bekletilebilir mi? Bekletilebilirse ne oldu da dönem sonu beklenmeden şimdi gündeme taşındı?

Hukukçu olmadıkları için anlamıyorlar. Karışıklık şuradan çıkıyor. Anayasanın bir 83. Maddesi var bir de 84. Maddesi var. 83 dokunulmazlık, 84 milletvekili dokunulmazlığının düşmesiyle alakalı. İkisinde farklı hükümler var. 83. Maddede “Alınan cezanın infazı dönem sonuna bırakılır” deniliyor. 84’te ise “Hakkında kesin hüküm verilmiş milletvekiliyle ilgili karar Genel Kurul’a bildirilir” deniliyor. Bu ikisi aynı şey gibi zannediliyor. Halbuki yazımda bir problem var. Milli Güvenlik Konseyi zamanında bir anlatım bozukluğu ortaya çıkmış. Fakat gerek o dönemki hukukçular, gerek sonraki Anayasa hukukçuları bu ikisinin farklı şeyler olduğunu söylüyorlar.

83. madde “Milletvekili olmaya engel olmayan suçların infazı milletvekilliği sonrasına bırakılır” anlamına geliyor. Hukuki yorumu bu. Yani 1 yılın altında ve Anayasanın 76. maddesinde belirtilen suçlardan ceza almışsa -mesela terör suçları ve yüz kızartıcı suçlar değilse- örneğin basit yaralama söz konusuysa, infaz dönem sonrasına bırakılır.

84’deki ise milletvekili seçilmeye engel suçlardan alınan cezaları kapsıyor. 1 yıl üstü cezalar ve 1 yıl altı olsa da 76. Maddede seçilmeye engel suçlar için verilen cezalar. Mesela Figen Yüksekdağ’a 10 ay ceza verilmişti fakat terör suçları kapsamında olduğu için okundu ve düştü milletvekilliği.

Dolayısıyla milletvekili seçilmeye engel olmayan bir ceza ise dönem sonuna bırakılır, çünkü okunsa da vekilliği düşmez. Milletvekilliği seçilmesine engel suçlarda ise “Genel Kurul’da okunur” deniliyor olması “Okunsun” anlamına gelir kanun dilinde.

CHP’li Enis Berberoğlu ile ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi 26 Kasım 2018’de, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farislioğulları ile ilgili tezkere ise Ocak 2020’de Meclis’e gönderildi. Biri 18 ay diğer 4 buçuk ay meclis Başkanlığı’nda bekletilmiş. Niye düne kadar beklediniz o halde?

Bu doğru. 4 buçuk ayın 48 gününde Meclis zaten toplandı, onu bir düşmek lazım. Daha önce farklı uygulamalar olmuş. 3 gün içinde okunan da var, 56 gün sonra okunan da var. İncelemeler yapılıyor. Mesela bize gelen dosyalarda bazen eksiklikler oluyor, bunların iadesi söz konusu olabiliyor.

Enis Berberoğlu’nunki çok bekletildi, doğrudur. 4 ay benden önce Binali Yıldırım Bey zamanında bekletilmiş. Ben gelince durumu inceledik. AYM’ye bireysel başvurusu var ama o kesinleşmeye engel değil. Birazdan onu ayrıca konuşalım.

“İnfaz düzenlemesini bekledik”

Düne kadar bekleme durumu daha çok milletvekilinin lehine bir şey olabilir mi acaba düşüncesinden kaynaklanıyor. Daha önceki dönemlerde de olmuş. Mesela kanunlarda zaman zaman değişiklikler oluyor. Türk ceza kanununda değişiklik tartışmaları başlayınca acaba ceza alan vekillerin durumunu etkileyen bir değişiklik olur mu diye düşünmek gerekiyor. Çünkü Genel Kurul’da okunduktan sonra geri dönüşü yok.

“Milletvekilinin lehine olabilecek bir düzenleme olabilir mi” diye baktık çünkü yargı paketi ve afla ilgili tartışmalar vardı.

Örneğin HDP’li iki milletvekili ile ilgili başka dosyalar vardı. Biri Ocak 2019’da geldi, diğeri Haziran 2019’da geldi. Yargı paketi ve infaz düzenlemesine dair tartışmaların sonucunu bir görelim dedik. Nitekim cezalarının istinafta kesinleşme söz konusu iken ifade hürriyeti bağlamında temyiz hakkı tanındı. Dolayısıyla hükmün kesinleşme durumu ortadan kalktı. Normal şartlarda dünkü isimlere onlar da eklenecekti ve 5 ismin milletvekilliği düşecekti. Beklememiz sayesinde onlar lehine bir durum ortaya çıktı. Peki buna yetkim var mı? Aslında yok. İstesem geldiği anda Genel Kurul’da okuturum, ama bu anlamda bir teamül var.

Yargı paketleri Ekim ayı gibi netleşmişti. Sonrasında da yargı bunu nasıl uygulayacak diye görmek için bekledik.

AYM’ye bireysel başvurusu var ama o kesinleşmeye engel değil.

MHP milletvekili paylaştı: CHP sana yazıklar olsun

CHP’li Enis Berberoğlu, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliği düşürüldü. Kararın Meclis’te okunması ile birlikte CHP ve HDP sıralarında devlet karşıtı sloganlar atılmaya başlandı. MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, o anları sosyal medya hesabından paylaşarak tepki gösterdi.

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu, HDP Milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğuları’nın milletvekilliği düşürüldü.

Kararın TBMM’de okunmasının hemen ardından CHP ve HDP’li milletvekilleri devlet karşıtı sloganlar attı.

“Yazıklar olsun”

O anlara ilişkin videoyu Twitter hesabından paylaşan MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, CHP’ye ‘Yazıklar olsun’ derken, HDP’nin kapatılmasını istedi.

Enginyurt, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“TBMM’de CHP ve HDP, vekillerinin milletvekilliği düşünce,”Faşizme karşı omuz omuza “diye birlikte slogan atıyor ve Devlete baş kaldırıyorlar. HDP kapatılsın. CHP sana yazıklar olsun.”

CHP ezana saygısızlık yapıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a küfür eden isimler hakkında işlem dahi yapmadı

CHP Genel Merkezi; ezana saygısızlık yapan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a galiz küfür ve hakaretlerde bulunan 6 CHP’li hakkında işlem dahi yapmadı.

AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, camilerimizden Çavbella çalınmasını melodi emojisiyle paylaşan eski yöneticisine ve üyesine; milletin ailesine, tüm değerlerine ağza alınmayacak derecede küfürler yağdıran mevcut yöneticilerine hiçbir yaptırımda bulunmadı” dedi.

CHP Genel Merkezi’nin, İzmir Müftülüğü’nün merkezi ses sistemini sabote edilerek bazı camilerin hoparlörlerinden müzik yapılması eylemini övücü ve destekleyici ifadelerle sosyal medya hesabında paylaşımda bulunan CHP İzmir Eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret eden 5 CHP’li hakkında işlem yapmadığı bildirildi.

Erdoğan kendisine küfür ve hakaret eden CHP’liler hakkında suç duyurusunda bulundu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel; Erdoğan’a galiz küfür ve hakaret eden CHP İzmir İl Başkanı Yardımcısı Yasin Ergül, CHP Gençlik Örgütleri İzmir İl Sekreteri ve Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Dila Koyurga, CHP’li Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, CHP İzmir İl Yönetim Kurulu üyesi Volkan Gürboğa ve CHP İzmir İl Teşkilatı üyesi Caner Gül hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

CHP Karabağlar Belediye Meclis Üyesi Dila Koyurga, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden Yasin Ergül, Halil Arda, Volkan Gürboğa ve Caner Gül’ün ifadeye dahi çağrılmadığı öğrenildi.

Banu Özdemir’e “geçmiş olsun” telefonu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; İzmir’de cami hoparlörlerinden müzik yayınına ilişkin övücü ve destekleyici ifadelerle sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanan ve tahliye edilen Banu Özdemir’e geçmiş olsun dileğinde bulunmuştu. CHP’den yapılan yazılı açıklamada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Banu Özdemir’i telefonla aradığı ifade edildi.

İnan: Hiçbir yaptırımda bulunmadı

AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları Başkanı Eyyüp Kadir İnan; CHP Genel Merkezi ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun; Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden CHP’liler hakkında hiçbir yaptırımda bulunmadığını açıkladı.

Eyyüp Kadir İnan şunları söyledi:

“Bu tweeti atmaktan imtina ediyorum. Bu edepsiz şahıs son yerel seçimlerde seçtirdikleri CHP tarihinin en genç belediye meclis üyesi.. (Dila Koyurga) AK Parti İzmir İl Gençlik Kolları olarak liderimize yapılan bu ahlaksızlığa tahammülümüz yoktur. Tüm millete yapılmıştır. Ya istifa eder, Ya istifa eder.”

“Bu rezilliğe, bu terbiyesizliğe kayıtsız kalanlarda bu ahlaksızlığa ortaktır. AK Parti İzmir İl Başkanlığı olarak gereğini yapmanızı ivedilikle bekliyoruz.”

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, camilerimizden Çavbella çalınmasını melodi emojisiyle paylaşan eski yöneticisine ve üyesine; milletin ailesine, tüm değerlerine ağza alınmayacak derecede küfürler yağdıran mevcut yöneticilerine hiçbir yaptırımda bulunmadı #Ahlaksızsınız”

Milletvekillerinin üç ayda bir aldığı maaşlarından 5’er bin lira kesiliyor

CHP, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği davalarda tazminatları karşılamak üzere fon oluşturulmasına karar vermişti. CHP Grubunda, Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği tazminatları ödemek üzere bir fon oluşturulması kararlaştırıldı. Milletvekillerinin üç ayda bir aldığı maaşlarından 5’er bin liranın bu fona aktarılması oy birliğiyle kabul edildi.

Sabah

Ekrem İmamoğlu’na hiç beklemediği yerden sert eleştiriler

İstanbul’un Bakırköy ilçesi Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, geçtiğimiz aylarda uçuk bir bedelle yardım kolisi hazırlatan CHP’li Ekrem İmamoğlu’na sert eleştiriler getirdi.

Geçtiğimiz aylarda fahiş fiyatta ‘Yardım Kolisi’ hazırlatan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu vatandaştan büyük tepki görmüştü. Bu yardım kampanyasına CHP içinden de sert eleştirel geldi. Video konferans sistemiyle bir canlı yayına katılan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, “Biz Cumhuriyet Halk Partililerin görevi, eve koli göndermek, para göndermek, reçetesini tedarik etmek değildir. Yoksulluğu bitirmektir” diye konuştu.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun başlattığı destek kampanyasındaki gıda kolisinin fiyatı vatandaşlar tarafından büyük tepki çekmiş; öyle ki İmamoğlu, birçok yerde muadillerinin 50 ile 100 TL arasında değiştiği gıda paketi için 150 TL talep etmişti.

Hazırlanan yardım kolisinin içinde yer alan ürünler ve miktarları “Ayçiçek yağı 1 lt, Makarna 3 paket, Bulgur, nohut, mercimek 1 kğ, Çay 48’lik demlik poşet, Bisküvi, helva, gofret, Salça 1 kavanoz, Zeytin 500 gr, Un 1 kg, Tuz – şeker.”

İmamoğlu’na eleştiri

İmamoğlu’nun halktan topladığı paralarla yaptığı yardım kampanyasına CHP içinden sert eleştirel geldi. YouTube kanalının bir canlı yayınına katılan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu şu ifadelerde bulundu;

“Biz Cumhuriyet Halk Partililerin görevi, yoksulluğu yönetmek değildir. Biz Cumhuriyet Halk Partililerin görevi, yoksullukla mücadele etmektir… Biz Cumhuriyet Halk Partililerin görevi, yoksulluğu bitirmektir… Biz Cumhuriyet Halk Partililerin görevi, eve koli göndermek, para göndermek, reçetesini tedarik etmek değildir… O koşulların oluşmaması için gelir dağlımında adaleti sağlamaktır. Yoksulluğu bitirmektir… İşsizliği bitirmektir. Kısacası üreten Türkiye’yi yeniden fabrikalarını açan Türkiye’yi kurmaktır. Bizim sorumluluğumuz bu.”

Fatih Portakal da sitem etmişti

FOX TV Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal, resmi Twitter adresinde İBB’yi etiketleyerek, “İyi bir sey ama! Listeye baktim, bir de listenin değerine. Bedel pahali geldi. Kendi marketime ve 2 de büyük markete sordurdum. Biri “98 TL, diğer ikisi 120 ve 102 TL” dediler. Listede göremediğim bir şey mi var? Ve sizde bu alımları kimler yapıyor? “ serzenişinde bulunmuştu.

Kolonya sabun eklendi

Sosyal medyada gelen yoğun eleştiriler karşısında şoke olan İBB Sözcüsü Murat Ongun, “İBB’nin gıda kolisi üzerinden yapılan tartışmalar üzerine: gıda paketinin yanında sabun ve kolonyadan oluşan ayrı bir hijyen paketi de mevcuttur. İsteyen vatandaş gıda kolisi, isteyen 150₺ maddi destek alacaktır… İBB her daim halkına şeffaf ve kaliteli hizmet verir.” savunmasının arkasına sığındı.

CHP’li Özel ve Özkoç’un fezlekesi Bakanlığa gönderildi

CHP Grup Başkanvekilleri Özgür Özel ile Engin Özkoç hakkında hazırlanan fezleke Adalet Bakanlığına gönderildi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un İstanbul’da evinin arkasında kiraladığı arazi ile ilgili CHP’li Özgür Özel ve Engin Özkoç sosyal medya hesaplarından açıklama ve paylaşımlarda bulunmuştu.

Fahrettin Altun’un suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma tamamlandı.

Özel ve Özkoç’a yönelik “kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret ve iftira” suçlarını işlediklerine dair yeterli delil olduğu saptandı.

İki CHP’li vekil hakkında dava açılabilmesi için dokunulmazlıklarının kaldırılması amacıyla fezleke hazırlandı.

Fezleke Adalet Bakanlığı’na gönderildi.

Kurultaya hazırlanan CHP’de muhalifler harekete geçti

Temmuz ayında yapılması planlanan kurultaya hazırlanan CHP’de muhalifler hareketlendi. Koronavirüs ve kurultay iptali ile önü kesilen tartışmalar ise yeniden başladı.

Yeni tip koronavirüs nedeniyle Mart ayındaki 37. Olağan Kurultayı’nı iptal eden CHP’de gözler koronavirüs tedbirlerinin yumuşatılmasının ardından Temmuz ayına çevrildi. Kulislerde koronavirüsle mücadele şartları ve Bilim Kurulu’ndan çıkacak kararlar doğrultusunda parti yönetiminin daha önce sonbahar ayları olarak planladığı kurultayın Temmuz ayında yapılabileceği kaydediliyor. Koronavirüs ve kurultay iptali ile önü kesilen tartışmalar ise yeniden başladı.

Sabah’ın haberine göre, Kılıçdaroğlu ve parti yönetimine muhalifliğiyle bilinen CHP İrade Grubu’ndan ise CHP’deki çete tartışmalarını yeniden başlatacak açıklamalar geldi. Muharrem İnce’nin parti yönetiminde ‘çete’ olduğu iddiasıyla başlayan ve daha sonra geri adım attığı tartışmaların yeniden alevlenebileceği belirtilirken CHP’de parti içi demokrasi adına değişim isteyen delegeler tarafından oluşturulan İrade Grubu kurucusu Hakkı Aydos “CHP İrade Grubu olarak hiçbir çetenin, yandaşın yanında yer almayacağız. Parti içi demokrasiyi özümsemiş herkesle birlikte ortak akılla yürüyeceğiz. Biat kültürünün olmadığı yeni bir anlayışla birlikteliğimizi taçlandıracağız” dedi.

Adaylık hesapları yeniden

Kurultayın yapılabileceği yönünde işaret alınmasıyla parti içi muhalefetin de hareketleneceği kaydedilirken Kılıçdaroğlu’na karşı adaylık konusunda Muharrem İnce, daha önce adaylık işareti veren isimler Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner ve Fikri Sağlar’ın da kararı bekleniyor. Muhaliflerin önümüzdeki günlerde Kılıçdaroğlu’na karşı tek aday üzerinde birleşebileceği de ifade ediliyor. Kulislerde parti içi muhalefetin kurultay işaretiyle birlikte hareketleneceği kaydedilirken önümüzdeki günlerde CHP’deki parti içi tartışmaların da daha yüksek sesle yapılabileceği belirtiliyor.

Kurultaya yönelik atacağı adım beklenen, Kılıçdaroğlu’na “tek adam” eleştirisinde bulunduğu için partiden ihraç edilen Fikri Sağlar da bir gazetedeki köşe yazısında Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Kısa bir süre önce yazdığı yazıda Sağlar, Kılıçdaroğlu’nun “kiralık vekil” tartışmasını başlatan sözlerini eleştirerek “CHP milletvekilleri adı üzerinde milletin vekilidir. Partinin malı değildir. Talimatla bir başka partiye göndermek yasal olsa da ahlaki değildir” dedi.