Cumhurbaskani

KaraDeniz Media

Karadeniz Medyasi

Cumhurbaskani

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hafter her an sürecin dışına atılabilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya’da ABD-Türkiye arasında yeni bir dönemin başlayabileceği sinyalini vererek, “Hafter her an sürecin dışına atılabilir. Gelişmeler onu gösteriyor.” dedi.

TRT spikeri Sermin Baysal Ata, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ve Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu merak edilenleri sordu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT ortak yayınında yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayın öncesi Trump ile görüştü. Erdoğan-Trump görüşmesinde, ikili meselelerin yanı sıra Libya krizi başta olmak üzere bölgesel gelişmeler ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan TRT ortak yayınında görüşmenin detaylarını da anlattı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar: 

Koronavirüsle mücadele

Koronavirüs musibeti sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı etkiledi. Bunun bir çok yönlü meydana getirdiği zararlar var. Başta ABD olmak üzere, Rusya, Çin büyük zararlar gördü. ABD’de 45 milyon işsizden bahsediliyor. Türkiye’de hamdolsun biz kendi durumumuza baktığımızda Türkiye dünyada bir numara. Büyümede 4,5 gibi bir oranı yakalamak üzere. Terörle mücadele de de salgınla mücadeledeye de devam ediyoruz. 102 ülkeye yardımlar gönderdik. 

“Sağlık turizmiyle mevsimlik turizmdeki açığımızı kapayacağız”

Yeşilköy’deki havalimanımızın bir bölümünü kalktık 45 günde biz burayı 1008 odalı hastane olarak yapalım dedik. Yüklenici firma iki hastaneden birini de üstlendi. Diğerini de Sancaktepe’de yaptık. Askeri havalimanının yanına yapalım dedik, 1008 odalı oraya da onu yaptık. En ileri teknolojiyi kullandık. Bunlarda 16’şar ameliyathane var. İstenildiğinde bu odalar yoğun bakıma dönüştürülebiliyor. Murat Dilmener Çapa’da duayen bir hoca. Bu hocamızın koronada ölmesi buna bir farklılık arz ediyor. Bütün talebeleri bize telefon üstüne telefon ederek teşekkür etti. Aynı şekilde ok meydanındaki şehir hastanesini de orayı da Cemil Hoca’nın adını oraya verdik. Cemil Taşçıoğlu aynı zamanda benim hemşerim. Çapa’dan olumlu sesler getirdi. Hadımköy’de İsmail Niyazi Kurtulmuş abimizin adını verdik. Şehir hastanelerini genişleterek devam ettiriyoruz. 11 şehir hastanemiz oldu. Bunların hava ulaşımıyla entegre oluşu sağlık turizminde bir patlama meydana getirecek. Sağlık turizmiyle mevsimlik turizmdeki açığımızı da kapayacağız. Yurt dışından hastalar gelmeye başladı hemen. 

“Maske, mesafe, temizlik…”

Maske, mesafe, temizlik… Bu üç kavrama çok dikkat edin. Maske ihmal etmeyin. Kapalı mekanda kesinlikle maskenizi takın. 1,5 kesinlikle bu mesafeyi koruyalım. Elimizi bir yere sürdük hemen yıkayalım veya dezenfekte edelim. Bunu yapalım ki başımıza iş almayalım. Buradaki tedbirlerimiz ele alınırsa kısa zamanda 65 yaşındaki abilerim bu işlerden zarar görmeyecektir. Gençlerimiz nasıl olsa bize bir şey olmaz demesin. Bu hafta sonu yapılanlar doğru şeyler değil. Meydana gelen bir olayda bu işi telafi edemezsin. Bu işin telafisi zor, bu farklı bir virüs. Buna karşı tek çare ‘maske, mesafe, temizlik’ bunlara dikkat edilmesi gerekiyor.

[Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesi] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Her şeyi serbest bıraktık diye bu iş bitti anlamına gelmez.

Yerleştirilmiş video

Bugünün rakamlarına baktığımız zaman vaka düştü, vefat 19, yoğun bakımda 624, entübe 261, bugün iyileşenlerin sayısı güzel 3 bin 411 test 39 bin 361. Vefatı ne kadar sıfırlamaya doğru gidersek daha mutlu olacağız. 

“Biz vatandaşlarımıza ilaçlarını ücretsiz vermeye devam ediyoruz”

Türkiye’de üniversite olmayan ilimiz kalmadı. Çok lüks hastaneler yaptık. Vatandaşımıza ücretsiz ilaç veriyoruz. Biz böyle bir zamanda vaka ölüm oranına bakıyorsunuz yüzde 2 civarında. Fransa’da bu yüzde 18 ama dinlediğin zaman kendisini havasından geçilmiyor. Durum hamdolsun bizde çok farklı seyretti hala da böyle seyrediyor. Biz vatandaşlarımıza ilaçlarını ücretsiz vermeye devam ediyoruz. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz. Eğer bu ülkenin Cumhurbaşkanı isem sorumluluğumun altında bu yatıyor. Kalkıp da ‘kenarda köşede bir hasta var ne olursa olsun’ diyemeyiz. 

“İki yavrumuzu İngiltere’ye gönderdik”

2 tane başı tersten yapışık yavru var. Yaşları da 2,5. Türkiye’de bunu kimlere gösterdiysek bir netice alamadık. Dediler ki bu ameliyatı bir Keşmirli doktor yaptı. Biz de bütün resimleri çektiler oraya gönderdiler. Ve onlar da getirin bakalım dediler. Biz bu iki yavrumuzu İngiltere’ye gönderdik. Doktor Keşmirli fakat bizden de 2 doktor gönderdik. Bizden giden 2 doktor da ameliyata girdiler. 42 kişilik bir ekiple o ameliyat gerçekleşti ve hamdolsun bu yavrularımız başarılı geçen ameliyattan sonra belki 1 ay belki 15 gün içinde Türkiye’ye dönmüş olacaklar. Ben telefondan hareketlerini falan görüyorum. Fakat biz o iyi niyetimizle adımı attık ve orada da bir Türk armatör bir de Keşmirli bu ikisi de dediler ki bedeli neyse biz ödeyeceğiz. Onlar da bu bedeli üslendiler. Niyet hayr olunca akıbette hayr oluyor. Biz bu işi zaten üslenmiştik, yapacaktık. O yavruların ameliyatı gerçekleşmiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu. Bütün vatandaşlarına sahip çıkmak için elinden geleni yapıyor. Bu yavrularımızın adı Derman ve Yiğit. İnşallah çarşamba günü geliyorlar. 

“Şehir hastanesi olmasaydı biz Elazığ’da depremin altında kalırdık”

Elazığ depreminde o şehir hastanesi olmasaydı biz orada depremin altında kalırdık. O gün en ufak sıkıntı yaşamadan bütün yaralılarımızı o hastanemize taşıdık. En ufak bir sıkıntı yaşamadan hepsini halletmek suretiyle evlerine gönderdik.

“Hedefimiz 30 büyükşehirin 30’una da şehir hastanesi yapmak”

Yıl sonuna kadar 5 tane daha şehir hastanesi yapacağız. 30 büyükşehirin 30’una da biz bu hastaneleri yapacağız. Burada devletin cebinden bir kuruş çıkmadan bu hastaneler yapılıyor. Buradaki tek şey işleticiyle devletin arasındaki protokoldür. Herhangi bir sıkıntıya mahal kalmadan bu iş yürüyor. Siz bunu devletin bütçesinden yapmış olmasınz sadece faizine yetiştiremezsiniz. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yıl sonuna kadar 5 şehir hastanesi daha yapacağız. Hedefimiz 30 büyükşehire de şehir hastanesi yapmak.

Yerleştirilmiş video

Kuzey Kıbrıs’ın isimsiz kahramanlarından doktor Fazıl Küçük’ün eşi rahmetli oldu. Ona da rahmetlerimizi dileyelim. Bütün Kıbrıs’a başsağlığı dileklerimizi iletelim.

“Yatırımların durması diye bir şey kitabımızda yazmıyor”

Yatırımların durması diye bir şey kitabımızda yazmıyor, yazmayacak. Yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bu yıl sonuna kadar 15 kadar daha baraj açılışı yapacağız. Bu arada bir de temelini atacağımız barajlarımız var. Ilısu’dan yıllık gelirimiz 1,5 milyar olacak. Gerek sulama, gerekse enerji noktasında özellikleri olan bir yer. Ilısu’nun da hakkını teslim edelim. Ilısu Barajı’nın adını da Veysel Eroğlu adını oraya verdik. Hizmet siyasetine öncelik veren bir ülkeyiz. Halk siyasetçiden hizmeti bekler. Buna biz mecburuz. 

“SİHA ve İHA’lar olmasaydı terörle mücadelede beklenen başarıyı kesinlikle elde edemezdik”

Savunma sanayiinde Türkiye çok ciddi bir sıçramanın içerisinde. SİHA’lar İHA’lar şimdi akıncı geliyor. Bunlar olmamış olsaydı biz terörle mücadelede beklenen başarıyı kesinlikle elde edemezdik. SİHA’larla biz başarıyı elde ettik. Bu süreci biz bu şekilde devam ettireceğiz. 

Ankara’da sağlık vadisi oluşturacağız

Sağlık turizminde durmayacağız. Yerli ve milli solunum cihazlarını ürettik. Siparişler yoğun bir şekilde gelmeye başladı. 60 bin civarında sipariş var. Bir de aşı ve ilaç çalışması yapıyoruz. Sağlık vadisi kuruyoruz. Sağlık Bakanlığımız şu anda onun çalışmasını yapıyor. ODTÜ’nün çevresinde yapılacak. Orada da ciddi bir sıçrama istiyoruz yapalım. Aşı ilaç ve tıbbi cihazda dışa bağımlılığı bitirmemiz gerekiyor. Bu konuda çalışmalar daha çok, kök hücre, gen tedavisi gibi alanlarda AR-GE yatırımlarımıza önem veriyoruz. İnşallah, ülkemizi bilgi ihraç eden parlak bir geleceğe taşıyacağız. 

“Enflasyon da tekrar düşüşte”

5,5 milyon dar gelirliye biner lira veriyoruz, buna kalkıp Bay Kemal ne verdiniz ki diyor. İkinci çeyrekte biraz sıkıntılı olacak ama 3-4’te bu işi toparlayacağız. Faiz aşağı doğru çekildi. Enflasyon da tekrar düşüşte. Yatırımcılarımız hadi bakalım buyrun yatırıma. 

“Haksız fiyat artışlarını MASAK inceleyecek”

Bu sahtekarlara, bu adeta soygunculara karşı şu anda başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzere Maliye Bakanlığımızın kendi özel ekipleri olmak üzere hepsi bunların üzerine üzerine gidiyorlar ve gitmeye de devam edecekler. Bu önlemleri alacağımız gibi denetimler gerçekleştiriliyor. Haksız fiyat artışı yaparak vatandaşlarımızın mağduriyetine neden olanlarla ilgili yasal işlemler de başlatılıyor. Burada en önemli şeylerden bir tanesi de piyasa bozucu faaliyetlerle mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. Haksız fiyat artışlarının yapılması durumunda Mali Suçları Araştırma Kurulu MASAK, bunlarla ilgili incelemelerini başlatacak. Her konuda olduğu gibi ülkenin ekonomik güvenliği konusunda da gerekli mücadeleyi vereceğiz, çünkü bu da bir terördür. Buna fırsat vermeyeceğiz. Ayrıca Ticaret Bakanlığı bünyesinde Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturuldu. Bu kurul, üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarını da denetleyecek. Kurul, olağanüstü fiyat artışı gerçekleştirdiği tespit edilen üreteci, tedarikçi ve işletmeler hakkında da idari para cezası kararı alabilecek. Ayrıca kamu bankaları ve kamu katılım finans kuruluşları, kredi paketleri açıklamıştı. Onlar da söz konusu finansal imkanlarını ürün veya hizmetlerde fiyat artışı olarak yansıtan firmalara sunmayacaklarını duyurdu. Dolayısıyla bu konuda fırsatçılık yapılmasına da geçit vermeyeceğiz. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Haksız fiyat artışı yapanlara yasal işlem başlatılıyor. Kamu bankaları finansal imkanlarını haksız fiyat artışı yapan bu firmalara sunmayacak. Fırsatçılık yapılmasına izin vermeyeceğiz.

Yerleştirilmiş video

Turizm koridorunun açılması

Türkiye bir çekim alanı haline gelecek. Geçenlerde Putin ile bir görüşme yaptım, vatandaşlarınız Türkiye’yi özlediler artık gönderin gelsinler. Haber geldi Türkiye’yi gidilebilecek destinasyonlara koymuşlar. Sayın (Boris) Johnson ile bir görüşme yapmıştım, Türküm diyorsun oradan buraya gelecek olan turistler var onların da önünü açın dedim. Almanya ile bir görüşmemiz olacak ama ben inanıyorum ki Almanya da Türkiye’ye gelmek isteyen turistlerin önünü kesemeyecek. Bu Şengen’e de ters. Merkel ile yapacağımız görüşmenin hayırlı olacağına inanıyorum. Dünyada da bu turizm çok önemli bir çekim alanı oluşturuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sayın Putin’le bir görüşme yaptım. Putin’e dedim ki, “Vatandaşlarınız artık Türkiye’yi özlediler, gelmek istiyorlar. Önlerini açın, onlar Türkiye’ye gelsin”. Dün haber geldi Türkiye’yi gidilebilecek destinasyonlar arasına koymuşlar.

Yerleştirilmiş video

“Paylaşımcı adil bir dünya…”

Biz halkının yüzde 99’u müslüman olan bir ülkeyiz ama dünyadan da kopuk değiliz. Sen varsan senin dışında da 195 ülke daha var. Bir koronavirüs olayı yaşıyoruz, güç müç hiçbir şey kalmıyor. Bunu görmemiz lazım, dayanışma kültürünü kavramamız lazım. Bu kültürü kavrayamadığımız sürece kayıptayız. Bu dayanışma kültürünü biz dünyaya korona olayında anlattık. 102 ülkeye yardım gönderdik. Bunu anlatarak ‘bizim kadim tarihimizde böyle bir özellik var ve biz tüm dünyayı kucaklıyoruz, elimizi tüm insanlığa uzatıyoruz’ diyoruz. Paylaşımcı adil bir dünya…

Erdoğan ile Trump Libya’yı görüştü

Akşam saatlerinde bu görüşmeyi yaptık. Birinci derecede Libya konusu önem arzediyordu. Onlar da Libya’daki gelişmeleri merak ediyorlar. Biz de Libya’daki gelişmeleri ve Libya’da başarılı bir durumda olduğumuzu teyit etti. Bu son durum nedir, biz de tüm gelişmeleri anlattık.

[Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Trump ile görüştü] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Birinci derecede Libya konusu önem arz ediyordu. Libya’daki gelişmeleri ve bizim Libya’da şu anda başarılı bir durumda olduğumuzu tespit etti, teyit etti.

Yerleştirilmiş video

“Hedef Sirte’nin çevresini alarak Sirte’yi kontrol etmek”

Bildiğiniz gibi şu anda Türkiye burada BM’nin tanımış olduğu Serrac’ın destekçisi. Karşıda darbeci bir hafter var. Biz bu destepimizi sürdürüyoruz. Hafter’in yanında kim yer alırsa onun da karşısında duruyoruz. Şu an itibarıyla bir çok yer geri alındı. En hayati yerlerde de her an ilerliyor. Tarhuna bölgesi önemliydi, Fatiye çok çok önemliydi. Orası aynı şekilde alındı. Adeta Tunus’a dayanan Kuzey’deki bir koridor tamamen Serrac’ın kontrolü altına girmiş oldu. Bunlar Hafter’i çılgına döndürdü. Onlar kaçıyor, Serrac ve ekipleri kovalıyor. Şimdi Sirte’yi alma çalışmaları var. Hedef Sirte’nin çevresini alarak Sirte’yi kontrol etmek. Bu Rusya’yı rahatsız ediyor. Hafter’in böyle bir derdi yok bütün gücü Rusya’dan geliyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Libya’da hedef Sirte’nin çevresini tamamen alarak Sirte’yi kontrol etmek. Şu anda onlar kaçıyor, Serrac ve ekibi kovalıyor. Hafter darbeci, onun bütün gücü Rusya’dan geliyor.

Yerleştirilmiş video

“Libya’da ABD-Türkiye arasında yeni bir dönem başlayabilir”

Bu akşam yaptığımız görüşmeden (Erdoğan-Trump görüşmesi) sonra ABD-Türkiye arasında süreçle ilgili yeni bir dönem başlayabilir. Yaptığımız görüşmede bazı mutabakatlarımız oldu, böyle bir adım belki olabilir. Sayın Putin’le de görüşmelerim olacak. Rusya’nın orada bu şekilde bulunuyor olması… Onları kendileri ile konuşalım istiyorum. 

[Libya’da dengeler değişti] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yaptığımız görüşmeden sonra Amerika-Türkiye arasında süreçle ilgili yeni bir dönem başlayabilir.

Yerleştirilmiş video

“Hafter her an sürecin dışına atılabilir”

Hafter her an sürecin dışına atılabilir. Gelişmeler onu gösteriyor. 

“Trump, ANTİFA konusuna hakim olduğunu söyledi”

(Erdoğan Trump görüşmesi) PKK,YPG gibi ve bunların da ANTIFA denilen terör örgütüyle Amerika’daki bir araya gelişleri manidar. Bunu söyledim Sayın Trump’a.  Trump, ANTİFA konusuna hakim olduğunu söyledi. Bu arada malum FETÖ mensubu bazı isimler var. ‘Bu konuda gönderdiğiniz bilgileri alacağım gerekli çalışmayı yapacağım’ dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK,YPG gibi ve bunların da ANTIFA denilen terör örgütüyle Amerika’daki bir araya gelişleri manidar. Bunu söyledim Sayın Trump’a.

Yerleştirilmiş video

“Yunanistan çıkmış kurusıkı atıyor, sen kiminle dalga geçiyorsun? Haddini bil”

Doğu Akdeniz’de tablo ortada. Bu tabloda Türkiye’nin Libya’nın deniz yetki alanlarındaki konumu da ortada. Bu konuda Türkiye’nin en ufak taviz vermeyeceğini akıllı olan adam bilir. Şimdi bizim 3 tane sondaj gemimizi var 2 sismik araştırma gemimiz var. Bunlar buralarda çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir tanesini Karadeniz’e gönderdik. Bunlar bunları çok çok rahatsız ediyor. Sondaj gemilerimizin yanında her türlü hazırlık içerisinde buraya geliyorlar. Burada en ufak bir yanlışa girerseniz gereken yapılır. Yunanistan çıkmış kurusıkı atıyor. Türkiye’ye bu tür laf atılır mı? Sen kiminle dalga geçiyorsun. Haddini bil. Sen eğer haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir. Güney Kıbrıs’ta 2 tane camimizi molotof kokteyli yakmaya, bizans bayrağını bu tür şeyler yapıyorlar. Bunları yaptığınız zaman bunlar karşılıksız kalır mı?

[Türkiye’nin Doğu Akdeniz hamlesi] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunanistan boş durmuyor kuru sıkı atıyor. Türkiye’ye bu tür laf atılır mı? Biraz kendine çekidüzen ver haddini bil. Sen eğer haddini bilmezsen Türkiye’nin yapacağı şey bellidir.

Yerleştirilmiş video

Ayasofya ibadete açılacak mı?

Bu sefer de kalkıyorlar sakın ha Ayasofya ile ilgil orayı camiye çevirmeyin diyorlar. Türkiye’yi siz mi idare ediyorsunuz. Böyle bir adım atılacaksa bunun yetki sahipleri bellidir. Bu ülkenin dinamiklerinde yanan bir şey var. Şu anda biz bir hukuk devleti olarak Danıştay’ın vereceği kararı bekliyoruz. Kararı verdikten sonra atılması gereken neyse o adımlar atılır. 

[Ayasofya ibadete açılacak mı?] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Danıştay kararını verir, o karara göre gerekli olan adım atılır. Danıştay’ın vereceği kararı bekliyoruz.

Yerleştirilmiş video

“SİHA’lara yönelik ciddi siparişler var”

SİHA’lara yönelik çok ciddi siparişler var. Bildiğim kadarıyla siparişlere yetişemiyorlar. Bu alanda özel sektörün ve devletimizin çalışmaları var. Bu gelişmelerle farklı bir yere kayarak üretimde sıkı bir adım atılmış olacak.

Trump görüşmesinde F35 ve S400 konuları gündeme geldi mi?

Gündeme gelmedi ama biz çalışma grubu oluşturduk. Sayın Trump ile bu akşam yaptığımız görüşmede de bunları oluşturduk. Dışişleri ve Savunma bakanları, istihbarat ve özel danışmalarımız bu çalışmayı yapacaklar.

“İdlib’de bazı sıkıntılar olsa da iş fena gitmedi”

Şu an itibarıyla M4 güzergahında zaman zaman bazı sıkıntılar olsa da iş fena gitmedi. 200 bin civarında İdlibli de geri döndü. Özellikle de kuzeyde briket konutlar yapıyoruz. Hedefimiz burada ilk etapta 20 bin planlamıştık, belki bunu 50 bine çıkartacağız. Yoğun bir şekilde ona devam ediyoruz. Bu konuda 50 bini yakalarsak bu İdlibliye rahat verecek. Bu konutlarla oradaki rahatlama İdlib’liyi daha rahat hale getirecek. Süleyman (Soylu) beyin de anlattığı gibi bu insanların Allah yardımcısı olsun bu ne çile. Bu insanlar kar kış demeden çok daha zor şartlarda yaşadılar.

[İdlib’de ortak devriyeler] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şu an itibarıyla M4 yolu dediğimiz bu güzergahta zaman zaman bazı sıkıntılar olsa da iş fena gitmedi ve 200 bin civarında İdlibli de geri döndü.

Yerleştirilmiş video

ABD’de ırkçılık gerilimi

Bu üzüntü verici bir olaydı, bunları sayın Trump’a da söyledim. Gerçekten orada polisin adeta gırtlağına basarak ona nefes alamıyorum çığlıklarını attıran olay sıradan bir olay değil. Günümüzde bu ırkçı yaklaşımın bazen siyahilere, bazen mültecilere uygulandığını görüyoruz. Biz müslüman olarak ayrım yapmaksızın tüm insanlığın haklarını korumaya devam edeceğiz. Ben özellikle de şunu çok merak ettim. Sayın Obama ile çok çok iyi günlerimiz oldu. Sayın Obama bir siyahi olarak 8 yıllık başkanlığı döneminde ABD’de ne gibi adımlar attı. Bu kültürel birikim ve insana bakışla ilgili tavırlar çok önemli. ‘Beyazın siyaha, siyahın beyaza üstünlüğü yoktur’ ilkesini biz şiar edindik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: George Floyd’un ABD’de insanlık dışı bir müdahale sonucu hayatını kaybetmesi üzüntü verici bir olay, bunları Trump’a söyledim. Vicdan sahibi hiçbir insanın kabul edebileceği bir durum değil.

Yerleştirilmiş video

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çerkes Sürgünü’nde yaşanan acıları paylaşıyorum

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çerkes Sürgünü’nün 156. yılı dolayısıyla bir mesaj paylaştı.

Çarlık Rusyası’nın, Kafkaslardan Çerkez halkını sürgüne göndermesinin üzerinden 156 yıl geçti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarihin en acı olaylarından birisi olan Çerkes Sürgünü’nün 156. yılı dolayısıyla Twitter’dan paylaştığı mesajında, “Anavatanlarından sürgün edilişlerinin 156. yılında Çerkes kardeşlerimizin acılarını paylaşıyor, hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Vicdanınızı ve imzanızı hiçbir gücün emrine vermeyin

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakim ve savcının asıl murakıbı kendi vicdanıdır. Sizlerden vicdanınızı ve imzanızı Allah korkusu ve uygulamakla yükümlü olduğunuz kanunlar dışında hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “23. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni”ne video konferansla katıldı.

Görev yerleri belli olacak 1379 hakim ve cumhuriyet savcısına meslek hayatlarında başarılar dileyen Erdoğan, “Görev yapacağınız mahkeme salonları ve adliye binalarında yazan ‘Adalet mülkün temelidir.’ sözü daima sizlerin rehberi olmalıdır. İnsanlığın varoluş mücadelesinin en temel unsurunun adalet olduğuna, dünyanın adalet üzere ayakta kaldığına inanmayan hiç kimsenin bu mesleği hakkıyla yapması mümkün değildir.” diye konuştu.

“Hakim ve savcının asıl murakıbı kendi vicdanıdır”

Hakim ve savcının anayasa, kanunlar ve diğer mevzuata göre görevini icra ettiğini belirten Erdoğan, “Unutmayınız, hakim ve savcının asıl murakıbı kendi vicdanıdır. Kendi iç dünyasında hakka, hakikate, ahlaka ve bütün bunlarla kuşatılmış adalet anlayışına sahip olmayan için kağıt üzerindeki yazıların anlamı yoktur. Vasat bir kanunla iyi hakim ve savcılar adaleti tesis edebilir ama vicdanı olmayan hakim ve savcıların elinde en mükemmel kanunlar bile birer zulüm aracına dönüşebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, adaletle zulüm arasındaki ince çizgiye dair kadim inançların temel kaynaklarının yanında pek çok filozofun, pek çok devlet adamının ikazları, görüşleri bulunduğuna işaret ederek, göreve başlayacak hakim ve savcılara şöyle seslendi:

“İnsanların adalete güvenmediği bir toplumda ne huzur ve emniyet iklimi korunabilir ne de devlet düzeni sağlanabilir. Türkiye, geçmişte çeşitli dönemlerde maalesef bu sıkıntıları yaşamıştır. Kimi zaman darbe ve vesayet güçlerinin, kimi zaman FETÖ gibi terör örgütlerinin etkisi altına giren adalet sistemimiz, milletimizin gözünde epeyce örselenmiştir. Milletimizin hafızasında ve kalbinde rahmetli Menderes’in ve arkadaşlarının idamı da 12 Eylül yargılanmaları da FETÖ ihanet çetesinin kumpasları da acı izler bırakmıştır. Bunun için sizlerden vicdanınızı ve imzanızı Allah korkusu ve uygulamakla yükümlü olduğunuz kanunlar dışında asla hiçbir kimsenin, hiçbir gücün emrine vermememizi istiyorum. Böyle ilkeli davrandığınızda hayatın sizin için daha zor olacağınızdan şüpheniz olmasın ama gece başınızı yastığa koyduğunuzda içinizde hissedeceğiniz huzurun ve mutluluğun bedeli bu sıkıntıların hiçbiriyle mukayese edilemez.

“İçinizde şan, şöhret peşinde olan varsa, o da yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir”

Evlatlarınıza bırakacağınız en büyük miras, tüm ömrünü adalete adamış, onurlu, saygın, tertemiz bir isim olacaktır. İçinizde çok para kazanmak isteyen varsa yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir. Gidip iş adamı, girişimci, profesyonel üst düzey yönetici olmalıydı. İçinizde şan, şöhret peşinde olan varsa, o da yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir. Gidip sanatçı, sporcu, siyasetçi, herhangi bir alanın fenomeni olmalıydı. Hakim ve cumhuriyet savcısı olarak size düşen görev, şahsınıza emanet edilen adalet kulesini, sessiz sedasız bir şekilde, tıpkı merhum şehit Mehmet Selim Kiraz savcımız gibi gerektiğinde hayatınız pahasına korumanızdır. Görevinizi hakkıyla yerine getirdiğinizde sadece iyi bir hakim, iyi bir savcı olarak anılacaksınız. Buna karşılık Hazreti Mevlana’nın tarifiyle, üzerinize düşenleri yapmadığınızda zalim sıfatıyla yaftalanacaksınız. Her birinizin bu mesleği seçerken üstleneceğiniz ağır yükün bilincinde olduğunu biliyorum.”

“Yeni reform paketleriyle milletimizin huzurunda olacağız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı hatırlatmaların sebebinin fiilen mesleğe başlama aşamasında olan hakim ve savcılara itimadını, beklentisini ifade etmek olduğunu söyledi.

Fırat’ın kıyısında gezen kuzuların sorumluluğunu üzerinde hisseden yöneticilere, bunun hakkıyla yapılıp yapılmadığını gözetecek adalet sistemine sahip olunduğu sürece geleceğe hep güvenle bakılabileceğini dile getiren Erdoğan, “Her ne kadar yüz yüze olamasak da tüm hakim ve cumhuriyet savcısı arkadaşlarımın yüreğinin de aynı hislerle kaplı olduğuna inanıyorum. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak anayasaya, kanunlara ve en önemlisi vicdanınıza göre attığınız her adımda, verdiğiniz her kararda yanınızda olacağımdan şüpheniz bulunmasın. Rabbim sizleri de bizleri de utandırmasın.” diye konuştu.

Erdoğan, hakim ve savcılara güvenmenin yanında kamuoyuna açıklanan Yargı Reformu Stratejisi çerçevesinde ülkedeki mevzuat ve uygulama standartlarını yükseltmenin de gayreti içerisinde olunduğunu söyledi.

İlk iki reform paketinin Meclis’te kabul edilerek yürürlüğe girdiğini anımsatan Erdoğan, “İnşallah Meclis’in yeni yasama döneminde, yeni reform paketleriyle milletimizin huzurunda olacağız.” dedi.

Erdoğan, ülkenin ve milletimin bekası için mücadele ederken şehit düşen güvenlik görevlilerine, adalet teşkilatı mensuplarına ve tüm kamu personeline Allah’tan rahmet dileyerek, gece gündüz vazife başında olan adalet teşkilatı mensuplarına gayretleri ve fedakarlıkları için teşekkür etti.

Hakim ve savcı adaylarına kurayla belli olacak görev yerlerinde başarı temennisinde bulunan Erdoğan, Ramazan Bayramı’nı da tebrik ederek, İslam aleminin birlik ve beraberliğine vesile olmasını diledi.

“Dönem birincisinin ödülü olması lazım”

Erdoğan, konuşmasının ardından hakim ve savcı adaylarının kurasını izledi.

İki kadın ve iki genç adayın katılımıyla birlikte butona basılmasını isteyen Erdoğan, dönem birincisiyle tanışmak istedi.

Birinciyi tebrik eden Erdoğan, dönem birincisinin kuraya katılmadan istediği yere gidip gitmeyeceğini sordu.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, onun da kuraya tabi olduğunu söylemesi üzerine Erdoğan, “Olmaz, yanlış bu. Onun bir ödülü olması lazım. Eğer benim bir takdir yetkim varsa, ben derim ki dönem birincisinin bir ödülü olması lazım.” dedi.

Bakan Gül’ün de bu konu üzerinde çalışılacağını söylemesi üzerine Erdoğan, “Bu saatten sonra olmaz. Hemen bu işin hallolması lazım.” ifadelerini kullandı.

Kura sırasında Sümeyye Erdoğan isimli bir adayın ataması sırasında Erdoğan, “Bizim akraba. Sümeyye Hanım nereli onu öğrenelim.” dedi.

Atama sırasında bazı adayların da nereli olduğunu soran Erdoğan, yeni hakim ve savcılara görev yapacakları yerlerde başarılar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Asla müsaade etmeyeceğiz

19 Mayıs’ın 101. yıl dönümünde gençlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vefa Destek ekibine düzenlenen saldırılarla ilgili, “Bölücü teröre boyun eğmediğimiz gibi sokak terörüne de asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla video konferans yöntemiyle gençlerle bir araya geldi. Önemli mesajlar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin yanında olmayı sürdüreceklerinin altını çizdi.

Sosyal medyadaki provokatörlere karşı da uyarılarda bulunan Erdoğan, “Sahte hesaplar arkasına saklanan provokatörlere karşı uyanık olmanızı bekliyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;

Siz gençlerimizle telekonferans yoluyla da olsa bir arada olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğumu söylemek istiyorum. İstikbalimizin umudu tüm gençlerimize selamımı gönderiyorum. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ile Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanları için Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Mübarek Kadir Gecenizi de tebrik ediyorum.

Tüm dünya gibi ülkemizi de etkileyen koronavirüs nedeniyle buruk bir Ramazan geçiriyoruz. Buna rağmen siz gençlerimizin kendi bayramına sahip çıkmasından memnuniyet duyuyorum. 19 Mayıs direniş azminin sembolüdür. 19 Mayıs esarete karşı özgürlüğün ve cesaretin ilk adımıdır. 19 Mayıs Çanakkale’de başlayan 1. Dünya Savaşı boyunca asla pes etmeyen bir milletin direniş cethidir. Böylesi derin manalar içeren günün gençlerimize armağan edilmesi tesadüf değildir. 19 Mayıs milletimiz için gurur vesilesi, siz gençler için bir ilham kaynağıdır.

Öncelikle hamasette ve husumetten uzak bir şekilde tarihimizi öğrenmeniz gerekiyor. Köklerimizle, bizi biz yapan kadim değerlerimizle kaderimizi bir tutarsak o kadar güçlü oluruz.

En büyük güven kaynağımız siz gençlersiniz

Türkiye büyüyor, gelişiyor, güçleniyor. Ülkemiz maziden ilham alarak, istikbalini inşa ediyor. Bu kutlu yolculukta engellere, sabotajlara ve ihanetlere rağmen kararlılıkla yürüyoruz. En büyük güven kaynağımız siz gençlerimizsiniz. Artık hayatın her alanında ülkemizin yolunu aydınlatıyor. Gençlerimizi sadece istiklal ve istikbal mücadelemizin neferleri değil, büyük ve güçlü Türkiye’nin mimarları olarak görüyoruz.

Nitelikli genç nesiller yetiştirmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Ülkenin karar mekanizmalarında yer almanıza büyük önem veriyoruz. Gençlerimizin potansiyelini en üst seviyede kullanabilmeleri için destek olduk.

Provokatörlere karşı uyanık olun

Gençlerimizin salgın sürecinde ortaya koyduğu fedakar çalışmaları takdirle karşılıyoruz. STK’larımızda, Vefa Sosyal Destek Gruplarında yer alan gençlerimize teşekkür ediyorum. Van ve Adana’da olduğu gibi milletle bağını koparmışların, yapılan yardımlara tahammül gösterememesi doğaldır. Gezi olaylarında polisimize kurşun sıkanlar da aynı zihniyetin mensuplarıdır. 1960 darbesinden itibaren Türkiye hangi operasyona maruz kaldıysa hepsinde bunların silueti vardır. Biz artık bu güruhu çok iyi tanıyoruz. İnsanımızın inancına hakaret ederek ne yapmaya çalıştıklarının farkındayız. Bölücü teröre boyun eğmediğimiz gibi sokak terörüne de boyun eğmeyeceğiz. Şehir eşkıyalarına asla göz yummayacağız. Bu ülkenin gençlerinin arasına kimse nifak tohumu ekemeyecektir. Sosyal medyada sahte hesaplar arkasına saklanan provokatörlere karşı uyanık olmanızı bekliyorum.

Biz de koronavirüsle mücadele ediyoruz. Ülkemize en büyük katkıyı yurtlarımız verdi. Yurtlarımızı salgına karşı mücadelede bir süre daha aktif olarak kullanmaya devam edeceğiz. Burs ve kredi ödemelerini bugünden itibaren başlattık, bayrama kadar bu ödemeleri tamamlayacağız. 2019 yılında yetenek taraması sonucu seçtiğimiz 110 bin öğrencimi eğitimlerini antrenörleri eşliğinde sürdürüyor. Evde kalan vatandaşlarımız için 7 gün 24 saat faaliyetlerimiz sürdürülüyor.

3 kurala riayet edeceğiz

Koronavirüs salgınında rehavete düşersek çok daha büyük sıkıntılara düşebiliriz. Maske, mesafe, temizlik olarak belirlediğimiz üç kurala muhakkak riayet edeceğiz. Bu ülkenin salgınla mücadelesinde siz gençlere güveniyorum.

Erdoğan: Hastalığın kökü kazınmadığı müddetçe teyakkuz halindeyiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti MYK toplantısı öncesi açıklama yaptı. Erdoğan Türkiye’nin salgınla başarıyla mücadele ettiğini belirtip, “Olumlu bir çizgide ilerliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle: 

Salgınla mücadelemizi başarıyla sürdürüyoruz,

Yeni hasta sayısı, ölüm sayısı, yoğun bakım ve solunum cihazına bağlı hasta sayısı bakımından olumlu bir çizgide ilerliyoruz.

Dünyada bu hastalığın kökü kazınmadığı müddetçe sürekli teyakkuz halinde bulunmayı sürdürmemiz şarttır.

Uzun süre maske kullanımına dikkat etmemiz gerekecek.

Salgın döneminde yaşananlar, sağlık alanında yaptıklarımızın önemini ve bize atılan iftiraların altının ne kadar boş olduğunu göstermiştir.

Salgın sonrası, sadece küresel siyasi ve ekonomik ilişkiler değil, zihinler de yeniden yapılanma sürecine girecektir.

Ayrıntılar geliyor…

Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde gündem ‘normalleşme’

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi bugün toplanacak. Toplantıda öncelikli gündem maddesi normalleşme takvimi olacak. Restoran, kafe ve pastanelerin durumu ile sokağa çıkma kısıtlamaları da ele alınacak.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanacak.

Hayatın normale dönmesi için atılacak yeni adımların ele alınacağı toplantıda, 19 Mayıs haftasında sokağa çıkma kısıtlamasının nasıl yapılacağı karara bağlanacak.

Seyahat kısıtlamasının uygulandığı illerin durumunun da değerlendirileceği toplantıda ayrıca, restoran, kafe ve pastanelerin durumunun masadaki ilk başlık olması bekleniyor. Bu konuda günlük vaka sayıları ve Bilim Kurulu tavsiyeleri dikkate alınacak. Salgınla mücadeledeki olumlu seyir devam ederse bu işletmeler temmuz ayından itibaren, gerekli hijyen koşullarının sağlanması ve yarı kapasiteyle çalışmak koşulu ile hizmet vermeye başlayabilecek.

Vaka sayısındaki azalış veya artışa göre bu takvimde 15 gün ilave ya da çıkarma olacak.

Sokağa çıkma uygulamasına son verilebilir

Sokağa çıkma kısıtlamaları da kabine gündeminde. Vaka sayısı burada da kriter alınacak. Olumlu seyre göre önümüzdeki ay sokağa çıkma kısıtlaması uygulamasına tamamen son verilebilir. 65 yaş üstüne ve 20 yaş altına uygulanan kısıtlama da aynı şekilde kaldırılabilir.

Libya ve Suriye

Dış gündemde öne çıkan başlıklar ise Libya ve Suriye olacak. Libya’da sahada yaşanan çatışmalar yakından takip ediliyor.

Suriye başlığında ise gözler İdlib’den gelen istihbarat raporlarında. Suriye’nin kuzeyinde güvenli hale getirilen bölgelere yönelik terör tehdidi üzerinde durulacak. Bu tehdide karşı alınacak tedbirler değerlendirilecek.

Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklama yapması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: AB ile aynı gemideyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu kez ortak düşmanımız sınır tanımayan bir virüs. Avrupa Birliği’nin artık aynı gemide olduğumuzu anladığını umuyorum.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün, Avrupa Birliği fikrine hayat veren Schuman Deklarasyonu’nun kabul edilmesinin 70. yıldönümüdür. Avrupa Birliği’ne adaylık statümüzün tescil edildiği 1999 yılından bu yana “9 Mayıs Avrupa Günü”nü tüm Avrupa halklarıyla birlikte ülkemizde de kutluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Günü mesajında şunları kaydetti;

“Schuman Deklarasyonu’nun ardındaki düşünceler, tüm dünyayı yıkan bir savaşın ardından Avrupa’nın küllerinden yeniden doğmasını, ülkelerin farklılıklarını ve düşmanlıklarını bir kenara bırakarak barış, güvenlik, kalkınma ve refah için biraraya gelmesini sağlamıştı. Bugün yine yıkıcı bir felaket ile karşı karşıyayız. Bu kez ortak düşmanımız, hiçbir sınır tanımayan, sadece sağlığımızı değil refahımızı, sosyal düzenimizi ve insani bağlarımızı tehdit eden bir virüs. Bu gözle görülmeyen küçük düşman bize, son dönemde unutma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımız, popülist politikalara ve kısa dönem ulusal çıkarlara feda etmeye hazır hale geldiğimiz “birlik olma”nın, birlik içinde güçlü olmanın anlamını tekrar hatırlatmıştır.

Her felaketin fırsatları da beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Avrupa Birliği’nin doğru ve zamanında atacağı adımlarla bu krizden de güçlenerek çıkacağına inanıyorum. Ayrımcılık ve nefret dili bir kenara bırakıldığında, Avrupamızın ortak menfaati küçük siyasi oyunlara veya ulusal çıkarlara feda edilmediğinde, kapsayıcı ve adil olunduğunda daha güzel günlerin bizim olacağına inancım tamdır. Önümüzde hem salgınla mücadele hem salgın sonrası dönemde ekonomik açıdan yeniden toparlanma hem de kıtamızı etkileyen bölgesel gelişmeleri yönlendirme ve düzensiz göç ile terörle mücadele çalışmalarına ağırlık vereceğimiz zor günler bulunmaktadır.

Bu zor günlerin, Türkiye – AB ilişkilerini yeniden canlandırmak konusunda sunacağı fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Şimdiye kadar ülkemize pek çok konuda ayrımcı ve dışlayıcı tutum takınan AB’nin, artık hepimizin aynı gemide olduğunu anladığını umuyorum. Salgın döneminde pek çok AB üyesi ülkenin ülkemizden yardım talebinde bulunduğu, ülkemizin sağlık sistemi ve aldığı önlemler ile pek çok AB üye ve aday ülkesine örnek olabilecek düzeyde bulunduğu görülmüştür. AB üyeliğine aday, müzakere eden, AB ile gümrük birliği içinde olan, AB’nin en önemli ticaret ve yatırım ortaklarından Türkiye’nin, Birliğin salgın süresince ve salgın sonrası dönemde alacağı tüm önlemlere ve çalışmalara katılması AB’yi ancak daha güçlü kılacaktır.

Dönem her alanda güçlerimizi birleştirme dönemidir. Ülkemizin tam üyeliği ekonomik, siyasi, güvenlik ve sosyal katkıların yanı sıra Avrupa Birliği’ne daha katılımcı ve kucaklayıcı bir vizyon kazandıracak ve AB’yi küresel bir aktör haline getirecektir. Türkiye olarak, müzakere sürecinde karşılaştığımız tüm zorluklara rağmen stratejik hedef gördüğümüz Avrupa Birliği’ne tam üyeliğe ulaşmakta kararlıyız.

Bu düşüncelerle, “Avrupa Günü”nün, kıtamızın bugün içinde bulunduğu durumun ve geleceğine ilişkin planların, yapıcı ve vizyoner bir yaklaşımla değerlendirilmesine vesile olmasını diliyor, vatandaşlarım başta olmak üzere tüm Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa Günü’nü tebrik ediyorum.”

AB Türkiye Delegasyonu: Dilekleriniz için çok teşekkür ederiz

AB Türkiye Delegasyonu, Avrupa Günü mesajı nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti.

Delegasyonun mesajında, “Ekselansları Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın AB Günü mesajını aldık. Sayın Cumhurbaşkanı, İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederiz!” ifadelerine yer verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “darbe iması” yapılan yazı ile ilgili suç duyurusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe ve idam tehdidi içerdiği gerekçesiyle “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı köşe yazısıyla ilgili suç duyurusunda bulundu

Cumhurbaşkanı Erdoğan adına suç duyurusunu avukatı Ahmet Özel yaptı. Ragıp Zarakolu ve Artıgerçek İnternet Gazetesi’ne yönelik suç duyusu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edildi.

Suç duyurusunda Türkiye Cumhuriyetinin anayasal düzenine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı alenen işlemiş oldukları fiiller nedeniyle ve resen tespit edilecek diğer suçlar gereğince soruşturma yapılıp şüpheliler hakkında kamu davası açılması ve cezalandırılması talep edildi.

“Açıkça darbe çığırtkanlığı yapıldı”

Suç duyurusunda şüphelinin Evrensel Gazetesinde ve Artıgerçek adlı haber sitesinde 5 Mayıs’ta yayınlanan ‘Makus Kaderden Kaçış Yok’ başlığıyla kaleme aldığı sözde köşe yazısında idam edilen Türkiye Devleti’nin Başbakanı Adnan Menderes ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı kıyaslayan bir yazı kaleme aldığı belirtildi. Yazının içeriğindeki ifadelerde açıkça darbe çığırtkanlığı yapıldığı vurgulandı.

Suç duyurusunda “Kamuoyunda büyük tepki yaratan anti demokratik beklentilerle dolu sözde yazıda açıkça ‘darbe özlemi’ vurgulanmış ‘darbe seviciliği’ yapılmıştır” denildi.

Suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi: “Sayın Cumhurbaşkanımıza ve milli iradeye karşı anti-demokratik çağrılarda bulunmak suretiyle kaleme alınan bu tür yazılar her ne kadar ülkemizin demokratik kazanımlarını imha etmeyi hedefliyorsa da amacına ulaşamayacak ‘Yassıada Rejimi’ bu topraklarda bir daha asla var olamayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız bu köhne, cüretkâr ve çürümüş zihniyetin karşısında ömrü boyunca bir tek taviz dahi vermeden dimdik durmuş ve bu kararlılıkla ardına aldığı milletin iradesiyle karşı koymaya devam edecektir.

“Demokrasimizi ve cumhuriyetimizi açıkça tehdit etmektedir”

Şüphelilerin Cumhurbaşkanlığı makamına karşı anti-demokratik çağrılarda bulunarak döşemeye çalıştığı yol bu ülkenin tüm demokratik kazanımlarını imha etmeyi hedeflemektedir. Milletimizin iradesini, en büyük siyasal kazanımlarımız olan demokrasimizi ve cumhuriyetimizi açıkça tehdit etmektedir. Bu nedenle bu faşist ve vesayetçi anlayış sebebiyle şüpheliler hakkında suç duyurusunda bulunmak zorunlu hale gelmiştir.”

“Basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir”

Suç duyurusunda basın özgürlüğüne ilişkin değerlendirmelere de yer verilerek özetle şu ifadeler kullanıldı: “Basına tanınan özgürlüğün temelinde, bilhassa basının devlet faaliyetleri alanındaki açıklamalarında kamu yararı bulunması düşüncesi yatmaktadır.

Şüphelilerin bir gazeteci olarak basın özgürlüğünün koruma alanın dışında kalan siyasi ve ideolojik kaygılar sebebiyle kasıtlı olarak kamu yararına aykırı şekilde Müvekkilim aleyhine ve müvekkilime karşı kaleme aldığı yazı hukuka aykırıdır. Bu nedenle ifade ve basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle Müvekkilin şahsına yönelik yapılan bu saldırının önlenmesi ve suçu sabit olan şüphelilerin cezalandırılması maksadıyla Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak şikayetçi olduğumuzu bildirmek gerekmiştir.”