KKKA

KaraDeniz Media

Karadeniz Medyasi

KKKA

Kene tutunmasında ‘sigara basıp kolonya dökmeyin’ uyarısı

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Mehmet Balcı, kene üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökme gibi uygulamaları kesinlikle tavsiye etmediklerini ifade etti.

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Mehmet Balcı, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının, keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilen, hayvanlardan insanlara bulaşan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu söyledi.

Hastalığın Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında dikkatleri çektiğini ve 2003 yılında kesin tanı konulduğunu aktaran Balcı, “KKKA vakaları, hastalığın başlıca bulaştırıcısı olan kenelerin aktifleştiği dönemden başlayarak ülkemizde bahar ve yaz aylarında görülmektedir. Hastalık ülkemizde, bulaştırıcısı kene türünün yaşam alanlarıyla uyumlu bir şekilde görülmektedir. KKKA vakaları, çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaşıyor” dedi.

Hastalığın bulaşmasından belirtilerinin ortaya çıkmasına kadar geçen sürenin kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün olabildiğini anlatan Balcı, “Hastalığın tedavisinin esasını, destek tedavisi seçenekleri oluşturmaktadır. Bugün için hastalıktan korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene spesifik bir ilaç bulunmamaktadır. Ülkemizde hastalığa karşı aşı geliştirme çalışmaları devam etmektedir” diye konuştu.

Balcı, KKKA’dan korunmak için önlemler alınması gerektiğini vurgulayarak, “Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmeli” dedi.

“Vücuda tutunan kene erken çıkarılmalı”

Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişinin kendisini ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dahil) kene olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğinin altını çizen Balcı, şöyle devam etti:

“Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden gerekli önlemler alınarak çıkarmalı. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalı. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalı. Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeli.”

“Keneler çıplak elle öldürülmemeli”

Balcı, hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan kenelerin uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlar olduğunu aktararak, “Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak elle öldürülmemeli ve patlatılmamalı. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalı” ifadelerini kullandı.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bilim Kurulu: 15 kişi hayatını kaybetti

Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe başkanlığında toplanan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bilim Kurulu Toplantısında, Türkiye’deki mevcut durum ve alınacak tedbirler değerlendirildi.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Bilim Kurulu toplantısı, Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe başkanlığında yapıldı.

Türkiye’de ölüm oranı yüzde 4’lerde

Bakan Yardımcısı Emine Alp Meşe başkanlığındaki toplantıda, kırım kongo kanamalı ateşi hastalığının Türkiye’deki mevcut durumu ve kontrolüne yönelik alınan tedbirler değerlendirildi.

Toplantıda, hem hayvan hareketliliğinin hem de insan ile hayvan temasının arttığı Kurban Bayramı öncesinde alınacak tedbirler ve stratejiler de belirlendi.

Dünya genelinde 30’dan fazla ülkede görülen KKKA, Türkiye’de İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde daha yoğun görülüyor. Diğer ülkelerde hastalığa yakalananların ortalama dörtte biri hayatını kaybediyor.

Bazı ülkelerde bu oran yüzde 80’lere kadar çıkıyor. Türkiye’de ise uygulanan tedbirler, sürveyans sistemi ve etkin tedavi yaklaşımıyla ölüm oranı yüzde 4’lerde seyrediyor.

“15 kişi KKKA nedeniyle hayatını kaybetti”

Türkiye genelinde 10 Haziran itibarıyla, KKKA vaka sayısı geçen yıla göre artış göstererek 480’e ulaştı, 15 kişi ise hayatını kaybetti. KKKA Bilim Kurulunda, bu veriler ışığında alınacak tedbirler ve yürütülecek çalışmalar masaya yatırıldı.

Özellikle yaz ve sonbahar aylarında görülen KKKA hastalığı, kene tutunması veya keneyle temas sonucunda bulaşabilen bir enfeksiyon hastalığı.

Hastalık, virüs taşıyan hayvanların ve hasta kişilerin kan ve vücut sıvılarıyla korunmasız temas sonucunda da insanlara bulaşabiliyor. Ateş, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı ve halsizlik en sık görülen bulgular. Hastalık kontrolünde kişisel korunma önlemleri büyük önem taşıyor.

Açık renkli kıyafetler tercih edilmeli

Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için dikkat edilmesi gereken hususlar ise şöyle:

​- Tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmeli.

-​ Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda kene olup olmadığını kontrol etmeli, kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden, çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile çıkarmalı.

– Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı.

– Hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemeli.

KKKA hastalığına yönelik hazırlanan afiş, broşür, TV spot filmi, çocuklara yönelik animasyon filmi gibi eğitim materyaline Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü web sayfasından, https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/zoonotikvektorel-kkka adresinden ulaşılabilecek. 

KKKA aşısında insanlar üzerinde denemeler başlayacak

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, kenelerden bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı geliştirilen aşıda, sağlıklı ve gönüllü kişiler üzerinde denemelerin başlayacağını söyledi.

Avrupa Birliğinin fonladığı, İsveç Halk Sağlığı Kurumunca yönetilen ve aralarında Cumhuriyet Üniversitesinin de bulunduğu İngiltere, Almanya, Fransa’nın da aralarında bulunduğu 11 ülkeden dünyaca saygın 13 araştırma merkezinin katıldığı bir araştırma konsorsiyumu tarafından yürütülen KKKA aşısı geliştirme çalışmaları devam ediyor.

Cumhuriyet Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (CÜTAM) ile Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda görevli öğretim üyesi Prof. Dr. Nazif Elaldı, projenin Türkiye’de yürütülen kısmında hastalık sırasında gelişen özgül bağışıklığın belirlenmesi aşamasında projeye destek veriyor.

Ocak 2017’de başlatılan, sağlıklı ve gönüllü insanlar üzerinde aşı denemeleri hazırlığı yapılan 6 milyon avro bütçeli projede Cumhuriyet Üniversitesinden ve yabancı ülkelerden çok sayıda bilim insanı görev yapıyor. Aşı geliştirme projesinin 2022 yılı sonunda bitirilmesi hedefleniyor.

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin yaptığı açıklamada, kenelerden insanlara bulaşan KKKA hastalığına karşı en önemli tedbirin aşı olduğunu söyledi.

Sivas’ın 1900’lü yıllardan itibaren Türkiye ve Osmanlı coğrafyasında aşı üretim merkezi olduğunu anımsatan Çetin, “Sivas’ta tifüse, koleraya, çiçeğe karşı aşı üretildiğini biliyoruz. Sivas’ta aşıhane vardı. Şu anda da özellikle KKKA’ya yönelik aşı çalışmalarımız hızlı şekilde devam ediyor.” dedi.

“Aşı, inşallah bu bölgede geliştirilecek”

Çetin, dünyanın 11 ülkesinden ve CÜ’den bilim insanlarının katılımıyla çalışmaların devam ettiğini anlatarak, şunları belirtti:

“Sivas’ın tekrar aşı merkezi ve bu noktada da stratejik bir merkez olması konusunda da çağrı yapıyorum. Çünkü genelde KKKA’nın hem vakaların görüldüğü hem de en iyi tedavisinin yapıldığı bölge olarak Sivas’ı biliyoruz ve görüyoruz. Gerçekten bu noktada ciddi mesafeler katedildi. Bu noktada da biz problemin bulunduğu yerden çözülmesi taraftarıyız. Yeni aşı geliştirme süreçleri de Tıp Fakültemizde vardır, inşallah KKKA’nın aşısı ve ilacının bu bölgeden geliştirilmesi konusuna oldukça önem veriyoruz.”

“Hayvan deneylerine geçme noktasında çalışmalar var”

KKKA ile ilgili Sivas’ta 2018 yılında yapılan sempozyuma çok sayıda yabancı bilim insanının katıldığını ve 4 yıl önce başlatılan çalışmaların devam ettiğini belirten Çetin, “Gelinen noktada insanlarda kullanılacak bir KKKA aşısının deneysel aşamaları geçilmiş olup, fare ve maymunlarda yüksek oranda antikor oluşumu ve koruma sağlayan aday DNA aşısı ‘Faz 1’ aşamasında. Bu senenin sonuna doğru İsveç’te gönüllü insanlarda yeterli düzeyde antikor oluşturup oluşturmayacağı denenecektir. Aşı konusunda en önemli aşamaların geçildiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.

Prof. Dr. İlhan Çetin, yeni tip koronavirüste (Covid-19) olduğu gibi KKKA’da da aşı geliştirmenin oldukça zor olduğunu dile getirerek, “Önümüzdeki yıl içinde de belirli bir mesafe daha alınacağını düşünüyoruz. Daha önceden bağımsızlık dediğimizde ekonomik, siyasi ve enerji bağımsızlıkları akla gelirdi ama son zamanlarda buna siber güvenlik de eklenmeye başladı.” ifadelerini kullandı.

Çetin, CÜ’nün KKKA hastalığına karşı özgül ilaç geliştirilmesinde de aktif rol oynadığını ve bu yılın başlarında virüse özgül, modern ve güvenli ilaç moleküllerinin geliştirilmesine yönelik Ankara Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi ile iş birliği içinde bulunduğunu belirtti.

Çetin, yeni dönemde en büyük tehditlerin virüsler, en iyi savunma silahının da ilaç, aşı ve tıbbi cihazlar olacağını sözlerine ekledi.

KKKA vakaları bu yıl erken ortaya çıktı

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nde (KKKA) vakalar normalde mayıs ayının ortalarında görülmeye başlarken, bu yıl nisan ayının sonlarında görülmeye başladı.

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Zafer Parlak, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA) bazı hastalarda ölümcül olabildiğini belirterek, “Normalde vakalar mayısın ortalarında görülmeye başlarken, bu yıl nisanın sonlarında başladı. Geçmiş 2-3 yıla göre vaka sayısında da bir miktar artış var.” dedi.

Üniversitenin Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezine, nisanın sonlarından itibaren KKKA hastalığı şüphesiyle 44 kişi başvurdu. Bunlardan bazıları ayakta tedavi edilip evine gönderilirken, çoğunluğu ise yatarak tedavi gördü.

Parlak, KKKA’nın keneler tarafından taşınan virüs nedeniyle oluşan bir hastalık olduğunu söyledi.

Kenenin insanı ısırmasının ardından 3 ila 9 günde KKKA hastalığının ortaya çıktığını anlatan Parlak “KKKA, bazı hastalarda ölümcül olabilmektedir. Bu nedenle ihmal edilecek tarafı yoktur. KKKA hastalığına karşı son zamanlarda vatandaşlarımızda ne yazık ki bir duyarsızlık oluşmuş durumda. Bu konuda çok dikkatli olunmalı.” diye konuştu.

Bu yıl KKKA hastalığının önceki senelere göre erken başladığını dile getiren Parlak, şöyle devam etti:

“Normalde vakalar mayısın ortalarında görülmeye başlarken, bu yıl nisanın sonlarında başladı. Geçmiş 2-3 yıla göre vaka sayısında da bir miktar artış var. Hastanemizde bu yıl 30’un üzerinde hastamız yatarak tedavi gördü. Halen klinikte yatmakta olan 11 hastamız var. Durumu çok ağır seyreden bir hastamız yoğun bakım ünitesinde vefat etti. KKKA’da genel olarak belirlenen ölüm oranı yüzde 5 civarında. Hastanemizde ise bu oran yüzde 1,5 civarında.”

Tokat’ta geçen yıl da 2 hastanın KKKA’dan hayatını kaybettiğini belirten Parlak, “KKKA hastalığında en önemli nokta korunmak. Bu yıl gelen vakalar, kırsal kesimde çiftçilik ve hayvancılık işlerinde çalışan hastalar. KKKA’dan korunmak için tarlada çalışmaya çıkan vatandaşlarımız açık renkli kıyafetler giysin, kenenin içeri sızabileceği kıyafetleri tercih etmesin. Çoraplarını da pantolonlarının üzerine geçirsinler, mümkünse çizme giysinler.” ifadelerini kullandı.

Parlak, KKKA’nın genellikle ağustos ile eylül başlarında etkisini yitirdiğini kaydetti.