Libya

KaraDeniz Media

Karadeniz Medyasi

Libya

Al-Hadi Salem Idrah’dan olay sözler: Türkiye ile bu yüzden ittifak yaptık

Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne bağlı Tuğgeneral Al-Hadi Salem Idrah, Türkiye ile ilgili kendisine yöneltilen bir soruya ‘Size meydan okuyorum’ diyerek tepki gösterdi.

Altı ülkenin tehdit etmesi nedeniyle Türkiye ile ittifak yaptıklarını belirten Libyalı Sözcü Idrah, İtalyan gazetecinin Türkiye ile ilgili sorusuna tepki göstererek ‘Size meydan okuyorum’ cevabını verdi.

Star’ın haberine göre,”Sirte ve Jufra Operasyon Odası” resmi sözcüsü Tuğgeneral Al-Hadi Salem Idrah, İtalyan gazeteci Vanessa Tomassini’ye Libya’da yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

“Birçok şehirde 4 ülkeye ait SİHA’lar bulduk”

“Hafter’e verdikleri destek nedeniyle düşman olduğunu düşündüğünüz ülkeler var mı?” sorusuna Libyalı komutan, “Nisan 2019’da başlayan savaş sırasında, birçok şehirde Rusya, Fransa ve Mısır’a ait silahlar bulduk. Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait Rus silahları bulduk. Bütün bunlar, bu ülkelerin Halife Hafter’in güçleriyle birlikte Libya çatışmasına doğrudan dahil oldukları anlamına geliyor” dedi.

“Size meydan okuyorum”

İtalyan gazetecinin “Sizin tarafınızdaki Türk desteği, Hafter’in Trablus’a hücumunu durdurmada belirleyici oldu. Sirte ve El-Jufra bölgesinde bugün Türk Ordusu’nun koordinasyonunda kaç Suriyeli savaşçı bulunuyor?” sorusuna tepki gösteren Idrah, “Misrata’ya ve Sirte-Jufra Kurtuluş Operasyon Odası tarafından kontrol edilen bölgeye gelmeniz için size meydan okuyorum. Bu alanda size veya herhangi birinin gelip görmesine izin verilir. Bizim kontrolümüz altında bulunan hiçbir bölgede yabancı güç bulunmuyor. Bu sizin veya herhangi biri için bir meydan okumadır! Birçok televizyonda ve canlı yayında şunu söyledim: Hafter’i gözlerinizle görmeye gelin” açıklamasında bulundu.

“Altı ülke tehdit etti biz de Türkiye ile ittifak yaptık”

“Suriyeli savaşçılar” konusunda ısrarını sürdüren İtalyan gazeteciye Libyalı komutan, “Neden Türkiye’den bahsediyoruz? Hafter, altı ülke Fransa, Mısır, BAE, Rusya, Sudan ve Çad’ın desteğiyle bize saldırıyordu; Neden bizi meşru Hükümetimiz ile Türkiye arasında resmi bir sözleşme için sorguluyorsunuz? Avrupa ülkeleriyle de diğer resmi ittifaklara açığız. İtalya veya başka bir Avrupa ülkesi Libya’da istikrara ulaşmamıza yardım etmek isterse, masanın altına değil, resmi anlaşmalar imzalamaya hazırız. Trablus’ta altı ülke bizi tehdit ediyordu, bu yüzden Türkiye ile ittifak yapmak zorunda kaldık ama bunu resmi bir şekilde yaptık” cevabını verdi.

Türkiye’den çok net mesaj: Artık şansını kaybetti

Alman Süddeutsche Zeitung Gazetesi’ne konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya meselesi ile ilgili “Çözümde Hafter’e yer olacak mı?” sorusuna da “Hayır, Hafter şansını kaybetti. Artık geçti. Sayın Merkel’in de Hafter’in Berlin’deki tavrından ne kadar düş kırıklığına uğradığına bizzat şahit oldum” şeklinde cevap verdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin koronavirüs salgını nedeniyle aldığı tüm sağlık güvenliği tedbirlerine rağmen Almanya’nın Türkiye’ye seyahat uyarısı ve riskli bölge kararının hiç bir haklı gerekçeye dayanmadığını söyledi.

Çavuşoğlu, bu kararın sadece Türkiye’yi değil, Alman vatandaşlarını ve Alman şirketlerini de cezalandırmak anlamına geldiğini eleştirdi. Çavuşoğlu şöyle dedi:

“Bu bizi çok büyük düş kırıklığına uğrattı. Ama sabrımızı yitirmedik. Berlin’in seyahat uyarısı objektif kriterlere dayanmıyor. Bizim için Alman turistlerin sağlığı bizim kendi vatandaşlarımızın sağlığından daha az önemli değil. Biz, havaalanlarında, otel transferlerinde, restoranlarda ve tüm başka yerlerde turistlerin güvenliğine yönelik çok geniş tedbirler aldık. Turistik tesislerin sertifika alması gerekiyor. Bu talepleri yerine getiremeyen tesislere izin verilmiyor. Sertifika düzenleme ve kontrolleri TÜV-Süd’le beraber bir Alman şirketine daha verdik. Biz güvenli taraftayız.”

Almanları da cezalandırıyor

Seyahat uyarısı kararının gerçekçi olmadığını eleştiren Çavuşoğlu, “Ben seyahat uyarısı için bir gerekçe göremiyorum. Bu haksızlık. Bizim sağlık sistemimiz Alman sağlık sistemi gibi dünya çapında en iyilerinden. Bunu pandemi salgınında gösterdik” diye konuştu.

Çavuşoğlu kararın sadece Türkiye’yi değil, Almanları da cezalandırmak anlamına geldiğine vurgu yaparak şöyle dedi:

“Bununla sadece biz değil, Alman vatandaşları da cezalandırılıyor. Sadece turistler değil. Türkiye seyahat sektöründe çok sayıda Alman şirketi var. Antalya hava limanını Fraport işletiyor. Tüm bunlar tam bir düş kırıklığı. Ama biz bu krizin üstesinden birlikte geleceğiz.”

Kimseyi geri çevirmiyoruz

Bakan Çavuşoğlu, Balkan güzergahında mülteci sayısının arttığı sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Biz gelen mülteciyi geri çevirmiyoruz. Ama başka bir ülkeye gitmek isteyeni de alıkoymuyoruz. Türkiye 10 yıldır çok ağır bir mülteci yükü çekiyor. Korona kriziyle bu çok daha ağırlaştı. Mesele, Avrupa ödüyor, Türkiye mültecileri tutuyor meselesi değil. İşbirliğine ihtiyaç var. Biz artık bir çözüm üretmeliyiz.”

Libya’da siyasi çözüm istiyoruz

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye’nin Libya politikası üzerine soruyu ise şöyle cevaplandırdı:

“Biz Libya’da darbecilerin değil, meşru hükümetin tarafındayız. GNA Hükümeti muharebede zaferler elde etti, ama darbeci Hafter saldırılarına devam ediyor. Türkiye güçler arasında bir denge sağladı. Şimdi sırada ekonomi geliyor. Hükümet Hafter’den kurtarılan bölgelerde vatandaşlarının su, elektrik, hizmet gibi ihtiyaçlarını da karşılamak zorunda. Bütün bunlar para. Ama Hafter, Libya hükümetinin petrol satabilmesini engelliyor. Türk şirketlerinin başlattığı altyapı projeleri savaş nedeniyle tamamlanamadı. Libya hükümetiyle ekonomik işbirliğini nasıl güçlendireceğimizi konuştuk. Ülkenin mali yardıma ihtiyacı var.”

Çavuşoğlu Libya’daki çatışmalara taraf olan diğer ülkeler gibi Türkiye olarak ülkedeki hammadde yataklarını soyma niyetiyle yardım etmediklerini vurguladı ve “Türkiye siyasi çözüm istiyor, barış istiyor. Silahlar sustuktan sonra bir yol haritası geliştirilmesi gerekiyor. Bunu da konuştuk” dedi.

“Şansını kaybetti”

Çavuşoğlu, çözümde Hafter’e yer olacak mı sorusuna, “Hayır, Hafter şansını kaybetti. Artık geçti. Sayın Merkel’in de Hafter’in Berlin’deki tavrından ne kadar düş kırıklığına uğradığına bizzat şahit oldum. Başbakanlığa bile gelme ihtiyacı göstermedi. Hafter bizim Moskova’da ateşkes için çabamızı da bir fırsat olarak kullanmadı. Saldırmayı tercih etti ve ülkenin başına geçmek istediğini açıkladı. Şimdi sıkışınca, ateşkese ilgi duydu” yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, Rusya da konuya böyle mi bakıyor sorusuna, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Putin’e Hafter’in bir darbeci olduğu ve onun arkasında durmaması yönünde uyarıda bulunduğunu söyledi ve “Libya’nın bütünlüğü için birlikte çaba göstermeliyiz. Burda ABD de etkili olabilir. AB ve Afrika Birliği’nin rolü de önemli” dedi.

Yunanistan’a net mesaj

Çavuşoğlu Yunanistan Başbakanı Mitçotakis’in Libya konusunda Türkiye hakkındaki sözlerine yönelik soruya ise “Yunan Başbakan önce aynaya bakıp, kendine nerde hata yaptım diye sorsun. İktidara gelince, Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisine Akdeniz’de işbirliği teklif etti. Ege’deki karasuları sorununu çözebiliriz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunları konuşmak istedi. Ama Atina yanaşmadı. Yunanistan, Fransa ve AB’yle bir olup bize karşı çalışmak yerine oturup bizimle görüşsün. Atina’nın bizi dışlamaya çalışması boşuna. Biz kendi çıkarlarımızı ve Kuzey Kıbrıs’ın çıkarlarını savunacağız” cevabını verdi.

Türk heyetin Libya ziyaretinin perde arkası

Türk heyeti, meşru hükümete desteği vurgulamak için Libya’ya gitti. Görüşmede ateşkes çabaları, Türkiye’nin askeri desteği, Libya’nın yeniden mimarı ele alındı. İşte, Türk heyetin Libya ziyaretinin perde arkası.

Türkiye’den Libya’ya önemli bir ziyaret gerçekleştirildi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Libya’ya gitti.

Heyet, Trablus Havalimanı’nda Libya Dışişleri Bakanı Muhammed Tahir Siyala tarafından karşılandı, ardından Başbakan Fayiz es-Serrac ile bir araya geldi.

Libya’daki krizin çözülmesine yönelik çabalar, ülkenin güvenliği ve Libya güvenlik güçlerinin eğitimi görüşüldü, Türk kamu ve özel sektör şirketlerinin Libya’daki altyapı ve petrol konularındaki çalışmaları ve yatırımları konuşuldu, Güvenlik ve askeri işbirliği ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin Kasım 2019’da varılan mutabakat da ele alındı.

Türk heyetin Libya ziyaretinin perde arkasını TRT Haber muhabiri Fatih Oruk anlattı: 

Trablus’a sürpriz ziyaret: Dünyanın gözü Libya’ya çevrildi

Sürpriz bir ziyaret. Daha önce, resmi makamlar tarafından bu ziyaret duyurulmamıştı. Dün servis edilen görüntülerle birlikte dikkatler bir anda başkent Trablus’a çevrildi. Yapılmak istenen de zaten buydu, tüm dünyanın dikkatini buraya çekmek ve aynı zamanda Türkiye’nin meşru hükümete desteğinin bir kez daha vurgulanması dünyaya bu mesajın bir kez daha verilmesi Türkiye’nin tüm kurumlarıyla meşru hükümetin yanında yer aldığı mesajının verilmesi oldukça önemliydi. Ziyaretle bu amaçlanmıştı. 

Türkiye tüm kurumları ile Libya’daydı

Ziyaretin içeriğinden ziyade verilen, servis edilen görüntü çok daha önemliydi. Heyet diplomatlar, askerler, istihbaratçılar oldukça kalabalıktı. Daha önce Serrac’ın Beştepe’deki ziyaretinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok önemli bir cümle kullanmış Türkiye’nin tüm kurumlarıyla Libya’daki meşru hükümetin tüm kurumlarına desteğinin artarak devam edeceğini belirtmişti. O cümleye istinaden Türkiye dün tüm kurumlarıyla önemli bir ziyaret gerçekleştirdi, dünyaya da bu mesajı tekrar vermiş oldu. 

İçerikte hangi başlıklar vardı?

Libya’daki ateşkes çabaları oldukça önem arz ediyor. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe’de Libya Başbakanı Serrac’ı ağırladıktan sonra ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Almanya Şansolyesi Angela Merkel ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Yarın da İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio Ankara’ya gelecek. Türkiye’nin yürüttüğü tüm bu diplomasi trafiği hakkında Libyalılara bilgi verildi.

Ateşkes için görüş alış-verişi

Nasıl bir ateşkes sağlanacağı hakkında tekrar bir görüş alış-verişinde bulunuldu. Hem Libya’nın meşru hükümetinin hem de Türkiye’nin önceliği Birleşmiş Milletler çatısı altında kurulacak bir ateşkes ve bu sayede silahların susması. Diğer türlü ateşkes çabalarının darbeci general Hafter’e zaman kazandırmaktan başka bir amaç tanımadığı konusundaki görüş birliği tekrar teyit edilmiş oldu. 

Darbeci Hafter’e müzakerelerde yer yok

Daha önce vurgulandığı gibi Hafter’e müzakere masasında yer verilmeyeceği, çünkü daha önce bir çok siyasi süreci sabote ettiği hatırlatılmıştı. Bu ziyaretle birlikte tekrar bu konuda Türkiye ile meşru hükümet aynı görüşü paylaşıyor. Bundan sonra darbeci Hafter’e müzakere masasında yer verilmeyeceki muhatap alınmayacak. Bu da bir kez daha görüşmede teyit edilen konular arasında. 

Askeri adımlar görüşüldü

Türkiye’nin siyasi desteğinin yanı sıra, meşru hükümete askeri anlamda eğitim ve danışmanlık desteği de söz konusu. Bu konuda yeni adımlar atılması yönünde istişarelerde de bulunuldu. 

Yatırımlar da masadaydı

Kaddafi öncesi dönemde Türkiye’nin önemli yatırılmarı söz konusuydu. Bu yatırımlar iç karışıklıklar sonrası kesintiye uğramıştı. Şehirlerin yeniden imarı, enerji, elektrik, hava limanlarının yeniden işletilmesi alanında önemli iş birliği söz konusu. Serrac’ın Beştepe ziyareti sırasındaki “Omuz omuza Türk şirketleri ile Libya’yı yeniden inşa edelim” daveti doğrultusunda bu konular ele alındı. 

Görüşmeler artarak sürecek

Tüm bu başlıklarda meşru hükümetin Türkiye’ye güveni tam. Önümüzdeki süreçte de hem yüz yüze ziyaret trafiği hem de telefon trafiğinin artarak devam etmesini bekliyoruz. 

Alçaklıklarını tek tek anlattılar! Bölgede Rusça askeri bilgi ve koordinatlar ortaya çıktı

Türk Silahlı Kuvvetlerine teşekkür eden Libyalılar Hafter milislerinin yaptığı alçaklıkları anlattı. Gözlem yaptıkları noktalarda, askeri bilgileri ve koordinatları duvarlara Rusça not alan Wagner unsurlarının bıraktığı notlar göze çarptı.

Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milisler ve Rus güvenlik şirketi Wagner’e mensup paralı askerler, Libya ordusu karşısında aldıkları yenilgilerin ardından başkent Trablus’un güneyindeki sivil yerleşim bölgelerinden çekilirken geride çok sayıda tuzaklanmış patlayıcı ve mayın bıraktı.

Sivillerin evlerine güvenli dönüşü için Libya hükümetinin davetiyle ülkeye gelen TSK’ya bağlı “mayın ve el yapımı patlayıcı tespiti ve imha” (METİ) ekipleri, Trablus’un güneyindeki yerleşim bölgelerinde mayın ve patlayıcı imha çalışmalarını sürdürüyor.

AA ekibi, başkentin yaklaşık 10 kilometre güneyindeki Selahaddin bölgesinde, Hafter milislerinin tuzakladığı mayınlardan temizlenen evlerine dönen sivillerle görüştü.

Hafter milislerinin evlerinden araba, klima gibi bazı eşyaları çaldıklarını, geride “ağır yıkım ve tahribat bıraktıklarını” anlatan siviller, TSK’ya çevredeki mayın temizleme faaliyetleri için teşekkür etti.

Hafter milisleri geride ağır tahribat bıraktı

Çok katlı evlerin bulunduğu Selahaddin Mahallesi bir dönem başkent Trablus’un en işlek ve seçkin banliyöleri arasında sayılıyordu.

Hafter milislerinin, Nisan 2019’da başkenti ele geçirmek için saldırıya geçmesinin ardından girdiği Selahaddin bölgesi, sonrasında sık sık çatışma haberleriyle gündeme geldi.

Evlerinden ayrılan Libyalılar, aradan geçen 14 aylık sürede zaman zaman ordunun buralarda konuşlandığı sırada ziyaret edebildikleri evlerinin durumunun iyi olduğunu söyledi.

Ancak, Hafter milislerinin çekilirken arkalarında bıraktıkları yıkım, tahribat ve yağma, evlerine dönen bölge sakinlerini hayrete düşürdü.

Büyük tezat

Dört çocuk babası Muhammed et-Tumi (42), bahçesine girer girmez evde yıkılan duvarlar, molozlar, kurşun, bomba ve yanık izleriyle karşılaşıyor.

Bölgedeki diğer evlerde olduğu gibi buradaki bahçe duvarlarında da milislerin diğer evlere geçişini sağlayacak büyük delikler ve siper gibi kazılmış çukurların etrafında kum torbaları göze çarpıyor.

Evin içindeyse yıkımın yanına yağma izleri ekleniyor. Alt katta bir zamanlar salon olarak kullanılan alanda, milislerin evdeki eşyaların neredeyse tamamını; mobilyaları, çerçeveleri, tabloları, fotoğrafları, odadaki her şeyi yere attığı görülüyor.

Ev sahibi Tumi, milislerin başka evden bazı eşyaları buraya taşıdığını aktarıyor. Camların önünde dizilmiş kum torbaları ve mobilyalardan, milislerin ve paralı askerlerin, buraları savaşmak için mevzi olarak kullandığı anlaşılıyor.

Çocuk odasında duvarlarda açılmış koca delikler, yerdeki moloz, eşyalardaki tahribat, duvarda asılı çizgi film karakterlerinin renkli resimleriyle büyük tezat oluşturuyor.

Rusça yazılar

Tumi’nin evinde de diğerlerinde olduğu gibi duvarlarda Rusça yazılar bulunuyor.

Üst katta yanmış bir oda, duvar kağıdı erimiş, duvarda şarapnel izleri kalmış, tavandaki tuğla parçaları, sıva ve boyanın yere düşmüş haliyle, savaşın yol açtığı yıkım tüm açıklığıyla ortada.

“Bu eve ben bir ömürlük emek döktüm”

Tumi, evinin bu halini görünce neler hissettiğine dair AA muhabirinin sorusunu iç çekerek yanıtlıyor:

“Ne yaşadığımı ancak yüreğimin içi bilir. Bu eve ben bir ömürlük emek döktüm. Yıllarımı aldı. Ama en önemlisi, çocuklarım, annem, babam, ailem hepsi iyi durumda, elhamdülillah.”

Hafter’in Trablus için saldırı emri verdiği Nisan 2019’da evini terk ettiğini söyleyen Tumi, Libya hükümetine bağlı güçlerin evini savunma için kullandığı sırada buraya gidip geldiğini, evinin o zaman iyi durumda olduğunu, ancak Hafter tarafının ilerlemesiyle bir daha gelemediğini anlattı.

Hafter milislerinin tuzakladığı mayın ve patlayıcıları görünce şaşkına döndüğünü belirten Tumi, şunları söyledi:

“Ben anlamıyorum, bu mayınları döşeyenler, bu patlayıcıları kuranlar nereden, hangi ülkeden geldiler, bunu nasıl yaptılar? Aileler, çocuklar buraya dönecek. Buralara mayın döşeyerek ne düşünüyorlardı, ben anlayamıyorum. Başka bir ordu gelecek olsa… Ama evler, binalar, buraları mayınlıyorsun… Daha ne diyebilirim ki?”

Tumi, TSK’nın bölgedeki mayın temizleme faaliyetlerine ilişkin ise, “Bu mayınların etkisiz hale getirilmesi için çalışanların (TSK) hepsini selamlıyorum. Türk halkına bize bu ekipleri gönderdikleri için teşekkür ediyorum. Evimize hemen dönemeyiz, bu tadilat bir gecede olmaz. Ama ne olursa olsun elhamdülillah diyoruz.” ifadelerini kullandı.

Hafter milislerinin hırsızlıkları

Tumi’nin evinden birkaç yüz metre ötede Muhammed Erzurumlu’nun (27) evinde de benzer bir manzara var.

Selahaddin bölgesindeki üç katlı evde eskiden annesi, babası ve kardeşleriyle yaşadığını aktaran Libyalı esnaf, Hafter milislerinin başkente yönelik saldırılarına başladıktan sonra uzun süre evinde kalmaya devam ettiğini söyledi.

Çevrede çatışmaların artmasının ardından geçen aralık ayında evinden çıkmak zorunda kaldığını aktaran Erzurumlu, artık başka bir bölgede iki odalı bir dairede kaldıklarını aktardı.

Erzurumlu, camları kırılmış, dışarıdan aldığı hasar açıkça görülen evinin bahçesinde siperler kazıldığını, duvarlarında insan geçebilecek, silah yerleştirilebilecek kadar büyük delikler açıldığını, çevrede çok sayıda “atık bulunduğunu” gösterdi.

Hafter milislerinin, klimalar, su tankı ve burada bıraktığı arabası gibi birçok şeyi çaldıklarını aktaran Erzurumlu, manzara karşısında hayrete düştüğünü söyledi.

Wagner varlığına ilişkin izler dört bir yanda

Erzurumlu’nun evinde Kiril alfabesiyle yazılmış çok sayıda ilaç, gıda ve diğer ürün kutuları bulundu. Milislere kullanmaları için bırakılan kutular dolusu meyve suları, diş macunları ve diğer temel ihtiyaç kutuları da hâlâ evde duruyor.

Gözlem yaptıkları noktalarda, askeri bilgileri ve koordinatları duvarlara Rusça not alan Wagner unsurlarının bıraktığı notlar göze çapıyor.

Evin içinde ve balkonlarda kırık cam parçalarının yanı sıra şarapnel parçaları ve mermi kovanları dikkati çekiyor.

Evin içindeki farklı odalarda da üzerinde Rusça yazılar olan silah ve mühimmat kasaları bulunuyor.

“Bölgede her tarafta mayın vardı”

Erzurumlu, “Buraya geldiğimde camları, kapıları yıkılmış durumda buldum. Evim değişmişti. Bazı şeyleri buraya getirmişler, bazılarını çalmışlar. Burada arabam vardı, çalmışlar; küçük bir buzdolabını buraya getirmişler.” diye konuştu.

Ramazan Bayramı’ndan bir gün önce aynı bölgede yaşayan 22 yaşındaki kuzeni Salah Zekeriyya Cemal’i, Hafter milislerinin çekilirken tuzakladığı mayınlar nedeniyle kaybettiğini aktaran Erzurumlu, bu bölgede önceden her tarafta mayınlar olduğunu ancak kendi evindeki mayınların temizlendiğini anlattı.

Erzurumlu, TSK’nın bölgedeki mayın ve patlayıcıları temizleme çalışmalarına ilişkin şunları söyledi:

“Dün (TSK’nın uzman ekipleri) gelip sokağı, benim evimin arkasını, buraları temizlediler. Burada dün (mayın temizleme) patlamalar vardı. Ama şimdi durum iyi…”

Soyadından da anlaşılabileceği gibi ailesinin Türk asıllı olduğunu aktaran Erzurumlu, TSK’ya tüm çalışmaları için teşekkür ettiğini belirtti.

Mayınlar 40’a yakın can aldı

Libya Mayın ve Savaş Kalıntılarını Temizleme Merkezinden yapılan basın açıklamasında, Hafter milislerinin özellikle başkent Trablus’un güney semtlerine tuzakladığı patlayıcılar ve mayınların infilak etmesinden 110 kişinin etkilendiği kaydedildi.

Bugüne kadar 39 kişinin hayatını kaybettiği, 71 kişinin de yaralandığı belirtilen açıklamada, yaşamını yitirenlerin çoğunun sivil olduğu, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu aktarıldı.

Libya hükümeti, Hafter milislerinin ve yabancı unsurların kaçarken tuzakladığı bu mayın ve patlayıcıları, 2016 yılında Sirte vilayetinden çıkarılan DEAŞ’a benzetti.

Libya hükümeti, Hafter milislerinin uluslararası anlaşmaların yasakladığı mühimmatları sivil yerleşim bölgelerine tuzakladığını ve emrindeki milislerin “savaş suçlarından yargılanması gerektiğini” söylüyor.

Siyasi faaliyetlerle de tanınıyor

Aynı şekilde, Hafter’e bağlı milislerin kontrolündeki Terhune vilayetinde de çok sayıda sivilin gömüldüğü toplu mezarlar bulunması üzerine Libya hükümeti, “sivil bölgelere patlayıcı, mayınların tuzaklanması, yargısız infazlar, cesetlere tahrif, işkence” gibi suçların araştırılması için uluslararası toplumu ülkeye davet etmişti.

Kremlin Sarayı’nın yemek işini yönettiği için “Şef” lakabıyla anılan Yevgeny Prigozhin’e ait güvenlik şirketi Wagner grubu, Suriye, Ukrayna, Libya ve Afrika ülkelerinde paralı askerleri ve siyasi faaliyetleriyle tanınıyor.

Rusya’nın Kırım’ı yasa dışı ilhakı ve Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı gruplara Moskova’nın desteği sırasında ismi sıkça duyulan Wagner, Birleşmiş Milletler raporlarına göre binden fazla paralı askeriyle Hafter için savaşıyor.

Libya’nın Tarhune kentinde 10 Hafter milisi gözaltına alındı

Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerden kurtarılan Tarhune kentinde düzenlenen güvenlik operasyonu sırasında Hafter’e bağlı 10 milis ele geçirildi.

Libya ordusuna bağlı Öfke Volkanı Operasyonu basın biriminden yapılan açıklamada, Tarhune kenti banliyölerinde güvenlik operasyonu yapan Şehid 2011 Gücünün terörist Hafter’e bağlı Kaniyat milislerinden 10 kişiyi yakaladığı belirtildi.

Kent 5 Haziran’da geri alınmıştı

Libya ordusu 25 Mart’ta başlattığı Barış Fırtınası Operasyonu kapsamında 3 Haziran’da başkent Trablus’un bütün idari sınırlarında, 5 Haziran’da da Tarhune kentinde kontrolü sağlamıştı.

Libya ordusu operasyon kapsamında bütün batı sahil şehirlerini, Vatiyye Hava Üssü’nü ve Batı Dağı’ndaki bölgeleri ele geçirmişti.

Cumartesi günü yapılan açıklamada Libya ordusunun, Sirte, Cufra Askeri Hava Üssü ve çevresindeki bölgeleri Hafter’e bağlı milislerden kurtarmak için “Zafer Yolları” isimli yeni bir harekat başlattığı duyurulmuştu.

MHP’den CHP’ye çok sert “dış politika” tepkisi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, CHP’nin dış politikadaki tavrına çok sert tepki gösterdi. Libya ile yapılan anlaşmaya değinen Aydın, “Rum rahatsız oldu, Yunan rahatsız oldu, Fransız, Mısır, BAE, Suudi Arabistan rahatsız oldu. CHP’ye soruyorum, sen neden rahatsız oldun?” ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, “CHP diyor ki pandemiyle mücadelede, ‘Çok kötüyüz’, Libya ile anlaşma için ‘Aleyhimize ve orası cehennem olacak’, Suriye’de terörün kaynaklarına inip kurutmak ve masum insanlara sağlıklı bir ortam hazırlamak, ‘Hayır karşıyız…’ Karşı olmadığınız ne?” diye konuştu.

Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Uluslararası İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi olarak yurt dışındaki gelişmeleri takip ettiğini anlatan Aydın, dış politikadaki son gelişmelere değindi ve CHP’nin bu gelişmeler karşısındaki tutumunu eleştirdi.

Aydın, Yunanistan’ın iç siyasetini sürekli Türkiye üzerinden dizayn ettiğine işaret ederek, “Türkiye karşıtlığı ve maksadını aşan birtakım hakaretamiz ifadelerle siyaset yapıyorlar. Geçen Yunanlı bir bilim adamının makalesini okudum. Orada diyor ki ‘Yunanistan bundan vazgeçmeli bir kere. Orantısal bir güç söz konusu değil. Bir de bölgede komşuluk hukuku var. Yunanistan eğer siyasi ve ekonomik tıkanmışlığını giderecekse Türkiye ile iyi geçinmek zorunda.’ Biz de öyle düşünüyoruz.” ifadesine yer verdi.

Yunanlı yetkililerin sürekli maksadını aşan cümleler kurduğunu anımsatan Aydın, “Öyle büyük hamleler yapıyorlar ki kendince, bazen gerçekten insanın gülesi geliyor. Uluslararası hukuka da aykırı. Resmen bizim egemenlik haklarımızı ihlal etmeye çalışıyor. Mülteciler konusunda, adalar konusunda Lozan’ı tamamen rafa kaldırmış, istediği adaya silahlandırma yapıyor. Kıta sahanlığı konusunu kendisi ihlal etti.” diye konuştu.

“Atina’da bir tane cami yok”

Aydın, Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmalarına Yunanistan’dan gelen tepkileri de eleştirerek, “Hangi demokratik hukukla konuşuyor, onu anlamıyoruz. Algılamakta zorlandığımız girişim. Nedir yani, sana mı soracağız?” sözlerine yer verdi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 300 yıldan fazla şimdiki Yunanistan topraklarının da olduğu bölgeyi idare ettiğini hatırlatan Aydın, şunları kaydetti:

“Selanik’te uluslararası fonla restorasyonu yapılan bir cami onlarca yıl bitirilmedi. Niye? Bir Müslüman ibadethanesi ve Türk eseri. Yunanistan’da Atina’da bir cami yok. Müslüman nüfus var, bizim soydaşımız var, başka Müslüman nüfuslar da var. Utanmıyor musun sen? İnsanın en temel haklarından bir tanesidir ibadet hakkı. Bunu sağlamak için bir ibadethane açmıyorsun. AB üyesisin, batı demokrasisini temsil ediyorsun ve bir tane Müslümanlar için ibadethane yok.”

Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki Larnaka kentinde yer alan Tuzla Camisi’ne geçen hafta Bizans bayrağı asılmasını da eleştiren Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kadar ne yapacağını şaşırmış bir Yunanistan. Ciddiye alınacak bir yönü yok. Biz uluslararası toplantılarda bu tip agresif tavırlara o kadar alışığız ki. Mevzu ile hiç alakası olmayan bir şeyde ‘Biz Libya ile şunu yaptık’ dediğimizde Rum kesiminden bir temsilci kalkıyor, ‘Bu bizim egemenlik hakkımıza tacizdir.’ diyor. Seninle Libya’nın ne alakası var? ‘Türkiye’nin AB ile öngörüşmeleri listesinden çıkarılmasını talep ediyoruz.’ diyorlar. Rum kesimine bakıyorsun, bu kadar komik muhataplık söz konusu.”

Yunanistan’ın Türkiye üzerinden siyasi hamle yapmaya çalışmasını anlamadıklarını belirten Aydın, “Yunanistan’ın buna ne gücü yeter, ne kudreti var. Güvendiği kesimler de onu ortada bırakır. Biz de sık sık 9 Eylül’ü hatırlatıyoruz. İngilizlerin, ‘Yanlış ağaca havlamak’ diye bir deyimi var. Onu hatırlatıyorum.” değerlendirmesini yaptı.

“Libya anlaşmasına sırf muhalefet etme adına karşı çıktılar”

Türkiye’nin Libya’daki faaliyetlerini onaylamayan muhalefete de tepki gösteren Aydın, “Tarihi, coğrafik, ekonomik, stratejik her türlü avantajımıza olan bir hamleye sırf muhalefet etme adına karşı çıkıldığına tanıklık ettik. Ama tarih bizi haklı çıkardı.” dedi.

Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı, Zeytindalı operasyonu ve İdlib’deki faaliyetlerinin de yalan yanlış şekilde yansıtıldığına dikkati çeken Aydın şöyle devam etti:

“İdlib’de her gün bir bomba, kan, gözyaşı yüzlerce çocuk feryatlar, figanlar… Şimdi bakın kan durdu. Hani ben oraya tuzak batak Mehmetçiği götürüyordum. Hep aynı terane ile ifade ettiler. Kocaman adamlar güya büyükelçilik yapmışlar. Türkiye Cumhuriyeti’ni, devletini temsil etmişler uluslararası boyutta. İnanın utandım. Bunlar nasıl bizi temsil etmişler. Bu yenilmişlik, bu eziklik sendromunu…”

Aydın, Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşmanın askeri müdahaleyi içermediğine de işaret ederek, şunları kaydetti:

“Biz strateji, donanım teczihat ve eğitim bağlantılı bir takviyede bulunduk ve bakın gündeme düşen habere, ‘Hafter kaçtı’ diye. Kaçtı ya da kaçmadı… Süreç nereye evrildi? Anlaşma yapmışım benim lehime. Rum rahatsız oldu, Yunan rahatsız oldu, Fransız, Mısır, BAE, Suudi Arabistan rahatsız oldu. CHP’ye soruyorum, sen neden rahatsız oldun? HDP’yi anlıyorum, o çünkü onların buradaki uzantıları. Aynı hedef, aynı amaç. Bu millete ne anlatacaksınız? Libya ile anlaşmadan neden rahatsız oldunuz, neden galebe çaldınız?”

“Resmen Türkün damgası orada söz konusu”

Libya’da Türkiye’nin katkısı ile mesafe katedildiğini vurgulayan Aydın, “Resmen Türk’ün orada damgası söz konusu. Orada tek muhatabımız Rusya. Aktif sahada da Rusya’ya bağlı paralı askerler Wanger de ‘Biz artık yokuz.’ diyor. Rusya ekonomik olarak zor durumda. Hem Suriye, hem Libya cephesi baktı ki kazanacakları ile kaybedeceklerini masaya koydu. İran sırtında kambur şimdi bir de Libya’yı ilave edecek yavaş yavaş çekilmeye başladı.” yorumunu yaptı.

Türkiye’nin Libya’da anlaşmayı BM kararını esas alarak BM’nin tanıdığı legal ulusal mutabakat hükümeti ile yaptığını anımsatan Aydın, Libya’nın yeniden inşasında Türkiye’nin alt yapı, hava alanı, hastane, yolların yapımında önemli rol üstlenebileceğine de dikkati çekti.

Zülfü Livaneli’nin “Türkiye- Küba” karşılaştırmasına tepki

Salgın döneminde Türkiye’yi Küba ile mukayese eden, Küba’nın daha başarılı olduğu ileri süren Zülfü Livaneli’yi de eleştiren Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

“Bunlar söylem olarak proleter ama eylem olarak burjuvanın zirvesini yaşıyorlar. Dillerinde halk ama uygulamada halktan çok kopuklar. Zülfü Livaneli, sen, Los Angeles’te kızınla tatil yap ama sosyalist Küba ile gurur duy. ‘Küba pandemi ile mücadelede Türkiye’den daha ileride.’ de, şimdi buna kim inanır. Gürsel Tekin de bizi Afrika ülkeleri ile mukayese etti. Allah’tan korkun, biz Amerika’ya yardım gönderdik. Senatoda da teşekkür ettiler. Bunu doğru siyaset ve ahlaklı siyasetle söylemek lazım. 185 ülkeye yardım edildi. Böyle bir siyaset olmaz.”

Kılıçdaroğlu’na The Times tepkisi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun The Times’a verdiği demeçte Türkiye’yi şikayet etmesine tepki gösteren Aydın, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin aleyhine bir sürü şey. Sen oraya jurnallemeyle kime hizmet ediyorsun. Mustafa Kemal’in inanın hatırası sizi boğar. Bu ihanettir Mustafa Kemal’e. Bu cumhuriyete, cumhuriyetin kurucu iradesine ihanettir. Sen TBMM’de bir kitleyi temsil ediyorsun. CHP diyor ki pandemi ile mücadelede, ‘Çok kötüyüz’, Libya ile anlaşma, ‘Aleyhimize orası cehennem olacak’, Suriye’de sınır ötesinde terörün kaynaklarına inip kurutmak masum insanlara sağlıklı bir ortam hazırlamak, ‘Hayır karşıyız…’ Karşı olmadığınız ne? “

Aydın, Sayıştaya üye seçimi oylaması sırasında “yavaşlatma” eylemi yapan CHP’lileri eleştirerek, “Basit bir oylamada bile bırakmıyorlar ki kabinlere girsinler ki oyunu kullansınlar. Demokrasi demokrasi olalı böyle bir zulüm görmedi. Hiçbir ülkede böyle bir demokrasi algılaması yok.” ifadesini kullandı.

Libya Müftüsü’nden Libyalılara Türkiye ve Erdoğan çağrısı

Libya’nın Müftüsü Sadık el-Giryani, ülkedeki son gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin Libya’ya müdahalesini eleştirenler bu ülkeler, zaferi engellemeye çalışan çetelerdir” dedi.

Libya’nın Müftüsü Sadık el-Giryani, ülkenin doğusundaki gayri meşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e karşı zafer elde edilmesi için Türkiye ile müttefikliğin ve bağların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.

BAE’ye ise, “Türkiye’nin Libya’ya müdahalesini eleştirenler bu ülkeler, zaferi engellemeye çalışan çetelerdir” dedi.

Libya’nın Müftüsü Sadık el-Giryani’den Türkiye açıklaması geldi. Sadık el-Giryani, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e karşı zafer elde edilmesi için Türkiye ile müttefikliğin ve bağların güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Sadık el-Giryani, Hafter’e destek veren Birleşik Arap Emirliği (BAE) ise “BAE üzerimize İHA’lar yollayıp çocuklarımızı öldürüyor. Türkiye’nin Libya’ya müdahalesini eleştirenler bu ülkeler, zaferi engellemeye çalışan çetelerdir” dedi.

Başkan Erdoğan’a övgü

Sadık el-Giryani, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın deneyimli bir siyasetçi olduğuna dikkat çekerek, “Ey hakiki Libyalılar, Türkiye’nin müttefikliği ile diğer ülkelerin müttefikliğini karıştırmayın. Türkiye ve lideri bizim için ayrı, Libya’yı karıştırmaya çalışan ülkeler ayrı. Türkiye’nin desteğini asla unutmayın” diye konuştu.

Öfke Volkanı Operasyonu vura vura ilerliyor! Libya ordusu, darbeci Hafter’in “ana” damarını kesti

Libya ordusu, ülkede Hafter’e karşı yürütülen Öfke Volkanı Operasyonu kapsamında, darbeci Hafter’in Trablus’a takviye gönderdiği 350 kilometrelik ana ikmal yolunu kontrol altına aldı.

Libya ordusu, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri darbeci Halife Hafter‘in Trablus‘a takviye gönderdiği ana ikmal yolunu kontrol altına aldı.

Hafter’in ana ikmal yoluna darbe

Libya ordusunun yürüttüğü Öfke Volkanı Operasyonu‘nun resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Hafter milislerinin ülkenin güneyi ile batısı arasında sevkiyat için bir yıldan beri kullandığı 350 kilometrelik ana ikmal yolunun Libya ordusu tarafından kontrol altına alındığı belirtildi.

Açıklamada, Hafter tarafının söz konusu yolu Trablus’a düzenlediği saldırıyı desteklemek amacıyla milis, silah ve mühimmat göndermek için ana ikmal güzergâhı olarak kullandığı kaydedildi.

Birçok idari sınırda kontrol sağlandı

Paylaşımla birlikte yayımlanan haritaya göre, güzergâh Sebha’nın kuzeyindeki Eş-Şuveyrif bölgesinden başlayıp kuzeye doğru uzanıyor ve üç kola ayrılarak Nesme, Karyat ve Mersit kentlerine ulaşıyor.

Libya ordusu 25 Mart’ta başlattığı Barış Fırtınası Operasyonu kapsamında 3 Haziran’da başkent Trablus’un bütün idari sınırlarında, 4 Haziran’da da Kasr Bin Gaşir’de kontrolü sağlamıştı.

Ordudan 6 Haziran Cumartesi günü yapılan açıklamada da Sirte, Cufra Askeri Hava Üssü ve çevresindeki bölgeleri Hafter‘e bağlı milislerden kurtarmak için “Zafer Yolları” ismiyle yeni bir harekat başlatıldığı duyurulmuştu.

Bakan Akar’dan olay açıklama: Hafter Libya’da değil

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, gündemi değerlendirdi.

Bakan Akar’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

TSK’da koronavirüs vakası

Şu ana kadar operasyon bölgelerimizde vakaya rastlanmadı. Operasyon bölgeri dışında 96 pozitif vakamız var.

Ateş ölçer, termal kamerayı da üretir hale geldik.

Asker uğurlama nasıl olacak?

Gençlerimize yakışmayan bazı manzaraları görüyoruz. Sağlıklı dönmeleri ve birliklerine teslim olmaları önemli.

Bakan Akar’dan celp açıklaması

182 bin gencimizin sevkleri, Sağlık Bakanlığı ile koordineli yapılacak testlerin ardından mümkün olacak.

Libya, Irak ve Suriye’de son durum

ABD ve Rusya’dan sorumlulularını yerine getirmesini bekliyoruz.

Suriye sınırında güvenli bölge

Suriye’deki operasyonlarımızı ilk günkü heyecanla yerine getirmekteyiz. ABD ve Rusya’dan sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz. Bölgede tacizler ve tecavüzler var. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız.

İdlib Mutabakatı

İdlib’de Ruslarla 16’ncı devriye de sona erdi.

Libya

Hafter’in Libya dışında olduğu yönünde bilgi aldık. Amacı belli olmamakla birlikte bazı haberler, bazı bilgiler bize ulaşıyor.

Ayrıntılar geliyor…

Libya’da petrol gelişmesi! İtalya ile tüm akışı kestiler

Libya’nın başkenti Trablus’un batısında yer alan Melita’da bulunan petrol ve gaz tesisine baskın düzenlendi.Baskında İtalya’ya gaz akışı kesildi.

Libya’nın batısında silahlı grupların bir petrol ve gaz tesisini basıp İtalya’ya gaz akışını kestiği ifade edildi.

Libya’nın başkenti Trablus’un batısında silahlı gruplar bir petrol ve gaz tesisini bastı.

Yerel kaynakların aktardığı bilgilere göre, Trablus batısındaki Melita’da bulunan bir tesise kimliği bilinmeyen silahlı gruplar tarafından baskın düzenlendi.

Baskında tesis ele geçirilirken, İtalya’ya gaz akışının da durdurulduğu belirtildi.

Libya gazını İtalya’ya taşıyan Yeşil Akım gaz hattı bölgede bulunuyor.

Baskının hangi grup tarafından düzenlendiği bilinmiyor.

Bölge kaynakları baskının, tesisi koruyan milis gruplar tarafından, bu koruma karşılığında ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle gerçekleştirildiğini öne sürüyor.

Melita gaz ve petrol tesisinin konumu: